Aşk imamdır bize, gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü, daimdir salat
Dost yüzün görücek, şirk yağmalandı
Anınçün, kapıda kaldı şeriat
Yüzün yere vurup, kılar münacat
Kim ola dost ile, bu demde halvet
Şeriat der, sakın şartı bırakma
Şart ol kişiye kim, ede hiyanet
Erenler nefesidir devletimiz
Anınla fitneden olduk selamet
(Beli) kavlin dedik evvelki demde
Henüz bir demdir, ol vakt ü bu saat
Derildi beşimiz, bir vakte geldi
Beşi bir eyleyip, kim kıla taat
Biz kimse dinine hilaf demezüz
Din tamam olıcak doğru muhabbet
Doğruluk bekleyen dost kapısında
Gümansız ol bulur ilahi devlet
Yunus ol kapıda kemine kuldur
Ezelden ebede dekdür bu izzet
Yûnus Emre
Cemaat (a):’ Toplananlar, bir araya gelip ibadet edenler
Kıble (a): Namazda’ yöneIilen taraf, başvurulan kapı
Salât: Namaz
Şirk (a): Allah’a ortak koşma
Mihrab (a): Namazda imamın durduğu Kıbleye karşı oyuk yer.
Münâcâ.t (a): Yalvarma, dua etme
Halvet (a): Yalnız kalma, tenhaya çekilme
Belî:: Evet
Rumuz : İşaretler, remizler, anlamı gizli olan şeyler
Fitne (a): Ayartma, hile, imtihan, bela
Kavl, kavil (a): Söz
Dem (f): Vakit, zaman, nefes
Derilmek: Düzenlenmek
Hilaf : Aksi, karşı, karşıt
Muhabbet (a): Sevgi
Güman (f): Şüphe, zan
Kem’ine (f): Aciz, en aşağı, değersiz