Eskiden buzdolapları yoktu ve içeceklerin de soğutulması, kilo ile satılan buzlarla sağlanırdı. Bilhassa ramazan aylarında buz satıcılarına çok fazla rağbet edilirdi.
İşte böyle sıcak günlerden birinde, şeyh efendinin biri dervişleriyle yürürken bir buz satıcısına rastladı. Ama şeyh efendi yığılıp kaldı, bayılmıştı.
Onu hemen gölgelik bir yere çektiler ve ayılınca neden bayıldığını sordular.
Şeyh Efendi şu cevâbı verdi:
”—Buzcunun ne dediğini duymadınız mı? “Sermâyesi eriyip giden şu adama merhamet edin!” diyordu. Onun eriyip giden buzlarında kendi hayat sermâyemi gördüm. Allah, satıcının ağzından bizi îkaz edip; ömür sermâyemizin nasıl boş yere eridiğini hatırlatıyor diye düşündüm.”