Ey oğul, eğer adâlet ve ihsânından haberin varsa, dâimâ Allah’ı an. Geceyle gündüzü, O’nu anmakla geçir… Gaflette geçirme!
Allah zikri, bu rûhun gıdâsı; bu yaralı gönlün merhemidir. Tanrı zikri sana can yoldaşı olduktan sonra nasıl köşk ve saray hevesinde olabilirsin?
Allah’ı unuttuğun anda şeytanla yoldaş olursun.
Ey îman ehli, O’nu anmayı dilinden bırakma ki iki âlemde şeref ve kuvvet bulasın!
Zikirde önce ihlâs gereklidir. Samîmî olmayan zikir, nasıl dürüst olabilir?
ZİKRİN ÇEŞİTLERİ
Zikir, hilâfsız üç türlü olur. Bu sözü boş bir lâf zannetme. Avâmın zikri ancak dil ile, erenlerin zikri ise kalb ile olur. En yüce erenlerin zikri de Sır(*) iledir.
Zikretmeyen, dâimâ zarardadır. Allah’ın yüceliğini dile getirmeden zikretmek, bid’at… Zikirde bir şart da hürmettir. Her uzvun başka bir zikri vardır, ey oğul… Yedi organ da ayrı ayrı zikreder.
Elin zikri, her zavallının yardımına uzanmak… Ayağın zikri, yakınlarını ziyâret etmektir. Gözün zikri, Allah sevgisiyle yaş dökmek ve O’nun âyetlerini temâşâ etmektir. Kulak zikrini de doğru sözleri işitmekten ibâret bil, mümkünse gece gündüz zikre çalış. Kalbinin zikri, sende Allah aşkını doğurur. Çalış ki bu zikri elde edesin. Cehâlet yüzünden dâimâ günahta olan, Tanrı zikrinden ne zevk duyabilir?
Dilin zikri, Kur’ân’ı okuyup anlamaktır. Bundan nasîbı olmayan kişi, müflislerdendir. Allah’ın nîmetlerine dâimâ şükret ki, Allah da nîmetlerini sana tamam versin.
Ey oğul, yüce Yaratıcı’nın hamd ve senâsını söyle ki, ömrünü baştanbaşa berbâd etmeyesin. Dâimâ Hakk’ı övmekten dilini ayırma ki, yoksulluk ateşinden kurtulabilesin! Dudağını O’nun zikrinden başka sözlerle kıpırdatma… Çünkü erenlerin işleri hep böyle yürümüştür.
——————
(*) Sır; tasavvuf terimlerinden biridir. Öyle bir özelliktir ki bedendeki rûha benzetirler. Allah nûrunun tecellî ettiği bir noktadır derler. Ruh, sevginin yeri; kalp ise bilginin yeridir diye anlatıldığı gibi.