Büyük Türk şâiri ve Ehl-i Beyt âşığı Fuzûlî,
Hazret-i Hüseyin’in Kerbelâ’da şehîd edilişini anlatmak gayesiyle büyük bir eser kaleme almıştır.
Hadîkatü’s-Sü’edâ yâni Saâdete Ermişlerin Bahçesi adını taşıyan söz konusu eser, nesir olmakla berâber hemen her sayfasına bir veyâ birkaç şiir de konulmuş; hâdiseler nesir hâlinde, duygu ve düşünceler ise çoğu zaman şiirle anlatılmıştır.
Bu büyük eser 1542 yılında tamamlanmış ve o târihde Bağdat Beyleybeyi olan Mehmed Paşa’ya Fuzûlî tarafından sunulmuştur.
Kitap, on bölüm ve bir de Son Söz’den meydana gelmiştir.
Hazret-i Âdem’in yaratılışı ve hikâyesiyle başlayan eser, onuncu ve sonuncu bölümde Hazret-i Hüseyin ve onunla birlikte savaşmak zorunda bırakılan diğer zevâtın susuz bırakılışı ve şehâdetleriyle noktalanır. Kitabın Son Söz bölümünde ise, Ehl-i Beyt’in Kerbelâ’dan Şam’a getirilişleri anlatılır.
Yüzyıllarca elden ve dillerden düşmeyen Saâdete Ermişlerin Bahçesi, bilhassa Muharrem ayının onuncu gecesi ile, “Şâm-ı Garîban” (Garipler Gecesi) denilen on birinci gecesi okunmaya her Muharrem ayında devâm edilmiştir; tâ ki 1925’de tekkeler sırlanıncaya kadar.
Doğum târihi kesin olarak belirlenemeyen Fuzûlî’nin vefâtı,
“Göçtü Fuzûlî” kelimeleriyle söylenmiş bir târihçeden tesbît edilebilmiştir. Buna göre Fuzûlî, 963/1556 yılında Kerbelâ’da vefât etmiş ve Meşhed-i Hüseyin civârına defnedilmiştir.
1981 yılında Bağdat-Kerbelâ karayolunun genişletilmesi sırasında, Fuzûlî’nin kabri -maalesef- yola katılmış… Bundan on yıl sonra, 1991’deki Körfez Savaşı’nda, Amerikan kuvvetlerinin Bağdat ve Kerbelâ’yı bombalaması sırasında ise tamâmen yok olmuştur.
Kendisine rahmet niyâz ediyoruz.