-“Yol gönüldür. Gitmek, kendiliksiz kendine gitmektir,bilmek ve bulmaktır. Evvelâ kendinden çıkacak, sonra kendiliksiz kendine döneceksin. Yâni kendi hâkikatini bilecek ve nihâyet kendi hakikatini açıkça görüp bulacak ve kayıtsız şartsız, ikiliksiz tevhide kavuşacaksın.
Fakat bu söylediğimiz gerçeklerin, yalnız zâhir ilimler ve maaş aklıyle yâni dünya işlerine eren akıl ile idrak edilmesi mümkün değildir. Bunun için mutlak bir kâmil insanın yardımına ihtiyaç vardır. Onu bulunca da hemen Hakk’ı buldun bil.
İşte, bu hali kazanmış kimsenin hiçbir şeyle kaydı kalmaz. Hattâ kendisine âhirettten bir işâret verilip çağrılsa, hemen: Ben gidiyorum; der ve gider. Bu gibi kimseler için :”Mü’minler ölmezler belki bir mekândan bir mekâna naklederler, sırrı câri olur.”
Ken’an Rifâî- Sohbetler
Kardeşlerimizden bir kimsenin bâzı üzüntüleri yüzünden, talihsizim ben demiş olduğu söylendi:
– “Niçin talihsiz oluyormuş? Dünya işleri geçicidir, gelir geçer. Allah ona hakikat yolunu göstermiş ve bir üstat ihsan etmiş. Asıl talih
budur.
Başına birçok felâketler geldiği halde, bu kahır tecellîsinin mânâsını idrak ettirecek yolu ve mürşidi bulamamış kimseler yok mu?
O ise, dünyâya gelişinin de gidişinin de mânâsını bulmuş. Yâni dünya ve âhiretin mânâsını bulmuş, daha ne istiyor?”
Ken’an Rifâî- Sohbetler