1326 yılında Bursa ve havâlisi fethedilmişti.Orhan Gâzi, düzenlediği bir “divan”da genel durumu izah ettikten sonra, sözü muharebeye getirerek:
“-Bursa ve çevresini ele geçirmekle Bizans Çasarı’nın Rum ülkesine uzanan kollarından birini koparmış olduk. Sakarya Vâdisi ve şehr-i Nikometya -İznik şehri- dest-i tasarrufumuza geçtiği gün diğer kolunu da kırmış olacağız.
Bu cânipde -Bölgede- metîn kal’alar –güçlü, sağlam kaleler– bulunduğunu sanmıyorum. Olsa bile her yiğide bir kale düşmez. Gâzilerimin cesâret, şecaat ve kahramanlıkları önünde her kal’a buz gibi eriyecek, tez zamanda bu ülkeler elimize geçecektir.
Bakalım kimler kal’alar fethedip dîn-i İslâm’ı îlâ içün uğrunda nice merdâne hizmet edecektir.’’ Dedi.
Bu sözleri dinleyen levent yapılı ve Abdurrahman isimli bir Türk çocuğu:
‘’—Sultânım, cür’etimi bağışla… Beş senedir hizmetindeyim, hâşâ ki memnun olmadığım zannedilmesin; lâkin cenkten dönen arkadaşlarımın nazarları -Bakışları- altında eririm.
Hizmetinize bir başka kulunu alıp, ben kulunu cenk meydanına salmanı isterim. Böylece fîsebîlillâh ceng ü cidâl edip, Kelimetullah’ı îlâ etmek murâdımdır.’’
Dedi. İşte bu Abdurrahman, Aydos’un fethinde büyük kahramanlıklar göstermiş ve Aydos Tekfuru’nun kızı ile de evlenmiştir.