Deli Kahkaha Bilmez

0
253

Bana kahkahayı sorma; Bilmem, anlamam çünkü!..

Sevdiğim, adam yollayıp, salma salıp, vergi toplarcasına bendeki ”kaf”ları derdest edeli beri, ”ah”larla kalakalmışım ben. Benim kahkaham, ahlarımdır.

Vergi, varlıktan alınır. O’nun aşkından ibâret irâde; kahkahalarımdan topladığı bütün ”kaf”ları, tutup,”kulluğuma ” yükleyeli beri kahkahadan anlamaz, bilmez oldum. Âh oldum, ahlarla doldum ben!

Bana, âhı da sorma!

Bilmem, anlamam çünkü.. Balık, suyu bilmez.. göz, kendini görmez! Ah,âhı nasıl târif etsin? O’nun bütün adlarını kuşatan adının

”Elif”i; ”Hû”nun ”Hı”sı ile bir ”âh” edeli beri kimde derman kalmıştır ki cevâba, tefsîre mecâl bulabilsin? Hem, kim, kime neyi anlatıp açıklayacak?

”Âh”, bir destandır ki; karşısında esâtirî kahramanlar ister. Sual soran; kulakla duyacağını sanan bir acemiden başka nedir?

”Ah”dan haber almak istiyorsan, onu böyle sorma ki adın acemiye çıkmasın!

Acemi bir masal kahramanlığına belki heves edebilirsin; çünkü bütün hikmetler, masalların satır aralarına serpilmiş birer tohum gibidir. İşin özü veyâ aslı; masal gibi görünen toprakla örtülmüştür.

Bugünün her toy toprak kazıcısı; yarının birer efsânevî Ferhat’ı demektir.

Ele geçirdiğin ”Ah Kazması”, yolunu açacaktır.

Her ah çekişte: ”Belî!..Belî!” nidâsıyla yürü..durma! Çünkü şu nasırlaşmış; taşlaşmış çorak toprağı, ondan başka hiçbir şey eritemez!

Bu yol; gözyaşının yumuşatıp, ahların kazıp kürümesinden gayri hiçbir şekilde aşılmaz, açılmaz,geçilmez! Her ”ah” bir

”Belî”dir.. O’na da ”Belî!” diye diye yürünür.

Âh edene, Belî diyene sual sorma ki onun yolu uzun, vakti kısa, dili meşgûl, gönlü dolu, ismi delidir. Deliliği bellidir. Deli olanın, akla dâir bir nesneden haberi n’ola?

Sende de delilikten bir damar yoksa; bu delinin peşinde koşup, düşme yola!

Dön geri! Kahkahalar nene yetmez.. ve onu akıllılara sor! Deli, kahkaha bilmez!

Rıza Tekin Uğurel / Yağmurtaşı