Türkler’de Kültür ve Mîmârî
Türkiye hakkında edindiğimiz mâlûmata göre, buralardaki evleri acınacak bir durumda farzettiğinize emînim. Halbuki birçoklarını yakînen gördüm, sizi temin ederim ki yanılıyorsunuz.
Evlerin hemen hemen hepsinin ahşap olduğu ve dışının güzelleştirilmesine çalışılmadığı muhakkaktır. Ahşap ev elbette ki mahzurludur. Ama bununla Türk milletinin zevkini mahkûm etmeğe imkân yoktur, zîra bunun biricik sebebi, Hükûmetin emridir. (Sayfa:213)
Harem’de en çok hoşuma giden şey, odanın nihâyetinde bulunan mermer çeşmeler oldu. Bir çok borudan fışkıran sular hoş bir serinlik yaratmaktadır, kademeli akışlarla tatlı ve şırıltılı bir ses çıkarmaktadırlar. Çeşmelerin bâzıları muhteşemdir.
Her evde üstü kurşun kaplı, altı mermerle döşenmiş 2 veya 3 küçük odadan müteşekkil muskluk ve havuzları hâvî bir banyo dâiresi vardır. Öyle ki, soğuk veya sıcak su banyosu gayet rahatlıkla yapılır. (Sayfa :236)
Size, Pâdişah Çorlu’dan geçerken orada kendi adına inşâ eilen Konak yahut küçük saraydan bahsetmekle iktifa edeceğim.
Saray kadınlarına tahsis edilen bütün dâireleri gezdim. Çeşme sularıyla sulanan sık ağaçların içinde bulunuyorlar. Duvarları üzerinde elle yazılmış Türkçe beyitler görünce hayli şaşırdım… Birinin tercümesini de takdim edeyim:
“Bu dünyâya gelir, bir müddet kalır ve gideriz; ama kalbime giren oradan hiçbir zaman çıkmaz.”
Kızını görmeye geldiği zaman Pâdişahın kaldığı oda baştan aşağı inci, sedef kaplama ve yer yer çivi biçiminde zümrütlerle süslenmişti… Ama bu nakışlar o kadar ince, renkler o kadar canlıydı ki bunların insan eseri olabileceğine inanmaya imkân yoktu.
Sarayın ihtişamına uygun muhteşem bahçeler etrâfı çerçevelemektedir. Ağaçlar, çeşmeler yeşilliklerden örülmüş oturma yerleri v.s. hepsi hoş bir bütün teşkîl etmektedirler. Tek eksik, heykeldir. Hâlâ bu millete barbar diyebilir miyiz? Zevki bizimkine benzemiyor diye, zevksiz sayabilir miyiz?
…Umûmî bahçelerde, kendilerine âit köşkleri olmayanlar için inşâ edilmiş “Umûmî Köşkler” mevcuttur. İsteyen orada kahve, şurup vs. içebilir.
Bununla birlikte Türkiye’de daha sağlam inşaat da yapılır. Câmiler baştan aşağı taştan inşâ edilmiştir. Hanlar ve imâretler de muhteşemdir. Taş kubbeler altında bulunan sayısız dükkânla çevrilmiş çok sayıda han vardır.
Fakir esnaf oraya bedâva yerleştirilir. Bunlar, dâima câmi yanında bulunurlar. Bunları, bizim manastırlardan daha faydalı bulduğumu îtiraf etmeliyim.