İlhan Ayverdi, 24 Ekim 1926’da Manisa’ya bağlı Akhisar’da doğdu. Anne tarafı Sofyalı, büyük babası Serez eşrâfından, Negova ve Belova’da çiftlik sâhibi bir beydir.
93 Harbi sırasında âile önce Bursa’ya oradan da Ödemiş’e yerleşir. Babası Mehmet Murat ve annesi Fatma Pâkize Ödemiş’de evlenip Akhisar’a taşınır.
İlhan Ayverdi, ilk ve orta tahsilini Akhisar’da tamamlar. O devirde Akhisar’da lise olmadığı için İzmir’deki Karataş Lisesi’ne kaydolur ve 1943 yazında lise diplomasını alır.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne girer ve1949 senesinde üniversiteden mezun olduktan sonra edebiyat öğretmenliğine başlar.
Sırası ile Anarat Hiğutyun Ermeni Ortaokulu, Galatasaray Lisesi, Zoğrafyon Rum Lisesi (1951-55), Saint Joseph ve Saint Michel Fransız Liseleri ve 1960 senelerinde Çapa Eğitim Enstitüsü’nde edebiyat öğretmenliği yapar.
İstanbul Maârif Müdürlüğü’nde çalıştığı dâirede, Mehmet Örtenoğlu ile tanışması onun hayâtının dönüm noktalarından biri olacaktır.
İlhan Ayverdi’nin hayâtındaki ikinci dönüm noktası ise Sâmiha Ayverdi ile tanışmasıdır. Önceleri biraz resmi olan görüşmeleri, 8 Ekim 1959 tarihinde Ekrem Hakkı Bey ile evlenmesiyle çok daha sıkı ve muhabbetli bir kıvam bulur.
Artık on iki yıl süren hocalığın yerini bundan sonra Sâmiha Ayverdi ve Ekrem Hakkı Ayverdi ile berâber yürütülen cemiyet çalışmaları ve özel kültür faaliyetleri alacaktır.
Ekrem Hakkı Ayverdi ile evlilikleri herkese örnek olacak bir güzellikte geçer. Sabırlı, yumuşak ve iyimser mizâcıyla, temelde son derece kıymetli özelliklerle mücehhez fakat zor tabiatlı eşinin hayâtını kolaylaştırarak ona huzur, şefkat ve muhabbet dolu bir zemin hazırlar.
1960 ile 1976 seneleri arasında Ekrem Hakkı Ayverdi’nin Osman Gazi’den Fâtih devrine kadar olan mîmârî mîrâsımızı topladığı dört ciltlik eserinin ve Balkanlar’daki Osmanlı devrine âit bütün mîmârî eserleri içine alan külliyâtının hazırlanmasında Anadolu ve Rumeli’yi karış karış gezerek çalışmalara fiilen iştirak eder.
Bu arada, 1970 yılında kurulan ve aynı zamanda isim annesi olduğu Kubbealtı Vakfı’nın da başkanlığını yürütür.
İlhan Ayverdi’nin uzun zamandır kafasını kurcalayan meselelerden biri de Türk dilinin içinde bulunduğu çıkmazdır. “Bu yolda Kubbealtı ne yapabilir?” sorusunun cevâbını henüz bulabilmiş değildir.
Sâmiha Ayverdi ve Ekrem Hakkı Ayverdi ile yaptığı görüşmelerden sonra İlhan Hanım hemen faaliyete başlayarak bir grup dil âlimini bu yolda çalışmak üzere dâvet eder.
Lugat çalışması ağır fakat kararlı bir şekilde ilerlerken geçen zamanla birlikte şartlar da değişmektedir. Ekrem Hakkı Bey’in vefatı ile 24 Nisan 1984 günü İlhan Ayverdi hayâtının en büyük desteklerinden birini kaybeder.
Kesif lugat çalışmasının arasında etrafının dertleriyle ilgilenmeye de devam etmektedir. Bir başka büyük acıyı 22 Mart 1993 günü en büyük dayanağı ve hocası Sâmiha Ayverdi’yi kaybettiğinde yaşar.
Geçirdiği beyin ameliyatından sonra temposunu yavaşlatmaya râzı olmayan İlhan Ayverdi’nin sağlık durumu 2004 senesinde iyice bozulur. Uzun zaman hastahânede tedavi görür.
Bütün bu sağlık problemleri arasında, ömrünün yarısını verdiği lugat tamamlanarak 2005 senesinde neşredilir. Topkapı Sarayı’nda yapılan tanıtım toplantısında bulunamayacak kadar hastadır.
6 Kasım 2009 Cuma günü Fatih’deki evinde vefat eder. Kabri Merkez Efendi’dedir..
Eserleri:
-Misalli Büyük Türkçe Sözlük 2005
-Türkçe Sözlük 2007
-Okul Sözlüğü 2009