Kadir Gecesi-O da Bana Kalsın- Samiha Ayverdi.
(…Niyâzî Mısrî Hazretleri der ki:
“Kulun kalbine ilim ve mârifetin gelmesi, ancak ve ancak zikir ile tevhîd ile kulun, varlığından tamâmiyle geçip fenâfillah durağına erişinceye kadar mücâhede etmesi ile mümkün olur.
Zîra dâne toprak altında fânî olmadan, içindekini meydana vermez. Böylece de mücâhede ve fenâya “Leyletü’l-Kadr” denmiştir.
Mücâhede bir ağaçtır. Maârif ise onun meyvesidir. Hz Ayşe, Resûlullah’a sorup: “Kadir gecesine rastlarsam nasıl duâ edeyim?” dedikte, Peygamber Efendimiz:
“Allâh’ım, sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle!” dersin cevâbını verir.
O gece, vahyin başlangıcını teşkîl eyler.
Hz.Rifâî de oğlunun, “Kadir nedir? Sualine: “Basîret gözünü Hak ve hakîkat cilâsı ile temizleyenin her gecesi Leyle-i Kadr’dir,” cevâbını vermiştir.
Cenâb-ı Hak, -İnfitar Sûresi’nin 1-6.âyetlerinde- meâlen şöyle demektedir:
“Gök yarıldığı zaman, yıldızlar dökülüp dağıldığı zaman, denizler fışkırdığı zaman, kabirler alt üst edildiği zaman, her nefis, önünden ne yolladı, geriye de ne bıraktı ise -artık hepsini de görüp bilecektir- Ey insan o lûtuf ve keremi bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?”
Gök ne zaman yarılır? Kadir gecesi.
Kur’ân-ı Kerîm beşeriyete bu gecede tevhîd nurlarını saçmış ve insanoğluna Hakk’ın azameti karşısında gurur ve büyüklük taslayacak kadar kendisini yanıltanın ne olduğunu anlatmak istemiştir.
Asırlar evvel
Hz.Resûl-i Ekrem tarafından zaferi tebşîr edilen Fâtih Sultan Mehmed de Hakk’a karşı gurûrun ne abes ve ne zavallı bir küçüklük olduğunu bildiğinden tam bir kulluk aczi içinde bunu cihâna îlân etmeyi yüce mevkîinin bir îcâbı bilmiş ve bunu da gözler önüne sermiştir.
İstanbul’un fethini müteakip, pâdişah şehre girdiğinde doğru Ayasofya’ya gidişi çok mânidardır.
Şöyle ki, genç hükümdar, daha mâbetten içeri girmeden evvel secdeye varıp, yerden aldığı bir avuç toprağı başına serperek bütün umûr ve icraatında olduğu gibi bu zaferinin de Hakk’ın lûtuf ve inâyetiyle gerçekleştiğini işâret eylemek istemiştir.
Bu hareketiyle kulluk vecîbesini yerine getirirken merkezden muhîte, yâni hükümdarlık makâmından bütün teb’asına îkaz edici ve uyarıcı bir mesaj vermiştir.)
Sâmiha AYVERDİ, O da Bana Kalsın-Röportajlar, Anketler