Regâib, lügatlerde “rağbet edilen” mânâsına geliyor.
Demek ki, regâib gecesi; Allah’ın, insanlara rağbet ettiği gecenin adıdır. Ki, Allah’ın rağbeti hiç ama hiç eksilmezken, üstteki kandil târifi ne derece doğrudur diye düşünmek gerek!
Bu sualin cevâbı, şudur: Allah’ın bize “rağbet” etmesi için, bizim Allah’a rağbet göstermemiz şarttır. Ancak bu takdirde karanlıklar aydınlanabilir.
Zâten, “kandil gecesi” sözünden murad da karanlığın ortadan kalktığını anlatmaktır.
Körü körüne değil; önce Allah’ın, Peygamberi vâsıtasıyla buyurduklarını “doğru” olarak “bilmek” yâni öğrenmek ve sonra da bu bilgiyi hayâtına geçirip uygulamaktır. Bu ise, kendi başına olacak iş değildir. İlle de bir “usta” gerektirir.
Bütün mes’ele,”dindar” geçinmekle “güzel ahlâk” sâhibi olmak arasındaki kalın çizgiyi fark edebilmektedir. Cümleye, bu farkı fark edecek idrâk ve irfân niyâz ediyor ve kandilin hayırlar getirmesini diliyoruz.