Bu yolu nasıl yürüyeceğiz? Bize verilen akıl nîmetini, nasıl kullanacağız? Söz konusu yolculuğu yapmaya mecbur muyuz?
Neden?
Bu ve benzeri suallerin cevâbını doğru tesbit edebilmek için, önce kendimize şunu sormalıyız; “Biz, dünyâya neden geldik, buraya gönderiliş sebebimiz neydi?”

Önce bunun cevâbını bulursak, öteki sualleri de doğru cevaplandırabiliriz.
Cevap, elbette Kur’ân-ı Kerîm’de:
(Allahu Teâlâ şöyle buyurur: “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım.”-Zâriyat/56- İbâdetten maksat, nefsini bilip Rabb’ini bilmektir.
Nitekim Peygamber Efendimiz, “Kim nefsini bilirse, o, Rabb’ini bilir” buyurur. Bu âyet ve hadisten anlaşıldığına göre, bu halk, nefsini bilip Rabb’ini bilmek için yaratıldı. Öyle ise nefsini nasıl bilmeli ki Rabb’ini bilsin?
Üstteki hadîs-i şerîf’in dış mânâsını zâhir âlimleri şöyle tefsîr ederler:
Nefsini bilmek, kendisinin âciz ve eksik olduğunu bilmek demektir. Halbuki dünyâda kendinin âciz ve eksik olduğunu bilmeyen yoktur.
Bu âyet ve hadîsin bâtın mânâlarıyla nefsini bilmek gerekir ki; gazap, haset, kibir, kin, şehvet, riyâ, kınama, gaflet, dünyâ sevgisi, ahret sevgisi gibi nefsin tabiatından ve heveslerinden ne gibi kınanmış ahlâk varsa, bunların tamâmını bırakarak;
kendini temizleyerek, “Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanınız, O’nun sıfatıyla sıfatlanınız” Hadîs-i Şerîf’ine uyup, iyi huyla huylanıp, iyi sıfatla sıfatlanmaktır. Yâni Muhammed ahlâkıyla ahlâklanmaktır. Allâhu Teâlâ, Hz.Muhammed’in ahlâkı hakkında, “Gerçekte sen, pek büyük bir ahlâk üzeresin” -Kalem/4-buyurdu.
Hakk’ın sıfatıyla sıfatlanmak demek,
Hakk’ın sıfatı olan “Âdem” sıfatını almak demektir. Yâni yaramaz huy olan hayvan sıfatlarından kurtulup, Âdem huyu olan Muhammed ahlâkıyla ahlâklanmak ve Hakk’a sıfat olmak demektir.
Hakk’ın sıfatının “Âdem” olduğunu, Peygamberimiz (S.A.V.), “Allah Âdem’i kendi sûretinde yarattı” yâni “en mükemmel olan sıfatı üzerine yarattı” Hadîs-i Şerîfi ile bildirmiştir.
Şimdi bu Âyet ve Hadîs’in gerçek mânâları;
haset, kibir, riyâ, şehvet gibi hayvana mahsus yaramaz huylardan çıkmak ve Âdem huyu olan Muhammed ahlâkıyla ahlâklanmaktır.) (Âriflerin Delîli/Kırımlı Şeyh Selim Dîvâne-Sayfa:32)
İşte seferin, seyahatin, yolculuğun mecbûriyet oluşuna sebep, budur. İnsanoğluna bahşedilen akıl nîmetinin veriliş sebebi de aklını kullanarak bu “kulluk vazîfesini” tam olarak yapabilmesidir.