Salı, Kasım 5, 2024
Ana SayfaRıza Tekin UĞURELVakt-i Şerifler Hayr'olaVakt-i Şerifler Hayr'ola-Temmuz 2024

Vakt-i Şerifler Hayr’ola-Temmuz 2024

29 TEMMUZ

  1. Akıllı insan, akla yakışmayan kötü huyları benimsemeyen kimsedir.
  2. Allah bizi her hâlimizle görücü ve bilicidir.
  3. Hayatta îmandan sonra sevgiden daha büyük bir güç yoktur.
  4. İnsan, tahammül ettiği sıkıntılar kadar yükselir.

–Sâmiha AYVERDİ–

————————————————————————————————

26 TEMMUZ

Türk Târihi’ni iyi öğrenmelisin.

Namaz kıl, hayatta alnın açık gez!      

İnsandan korkan, insanı aldatabilir, fakat Allah’tan korkan kimseyi aldatamaz.”

–Sâmiha AYVERDİ–

————————————————————————————————-

22 TEMMUZ

(Biz insanlar gurur ve azametten gelen süflî hislerle değil, insanlıktan gelen büyük, derin heyecan duymalıyız. Yazık ki olamıyoruz işte, esefim buna. Hâdiselerin esîri ol, gül, ağla…Düşünmek, yâni insanlığa ne kalıyor?

Düşünmek insanlık mıdır?

–Elbette…Haz ve elem hayvanlarda da vardır; fakat onlar düşünemezler, araştıramazlar. İnsanlığın ölçüsü düşünmektir. –Düşünmek ve dâima öğrendiğinin üstünde bir bilgi ve varlık olduğunu aramak. İşte şuûrun iki şâhidi!)

–Sâmiha AYVERDİ–

—————————————————————————————————-

19 TEMMUZ

(Bir devletin toprakları üstünde cereyan eden savaşlardaki zafer veya hezimeti gözler görür, kulaklar duyar, târihler yazarsa da, bir milletin mânevî değerleri üstündeki tahribâtı görmek için ancak basar-ı basîret gerekir. Bu babdaki gafletimizin acısını asırlardır çekmekte bulunduğumuzu bilmem nasıl inkâr edebiliriz?)

–Sâmiha AYVERDİ–

—————————————————————————————————

15 TEMMUZ

(…Elbet, ben Allâh’ın sevdiğini severim; sevmediğini sevmem, bu bir tabiî haldir.

Dergâhlarda mersiye okunduğu vakit Yezid’e lânetler ederler. Hazret-i Hüseyin’i şu kadar yerinden yaraladılar, şöyle yaptılar, böyle ettiler, diye sayıp dökerek bu hazin ve elîm vak’aya bir çok da fazlalık katarlar. Fakat bütün bu sözleri kimi dışarıda sigara içerek, kimi içeride konuşarak, kimi sâdece bir vak’adır diye, kimi ise ağlayarak dinlerler. Bana kalırsa bu gibi şeyleri tekrarlamak, bir nevî lâubâlilik ve küstahlık demektir.Yapan, yaptıran Allah’tır. Allâh’ın emri olmaksızın bir kıl oynamaz. Nerede kaldı ki Ehl-i Beyt hakkında böyle mühim bir vak’a , o irâdenin hilâfında yapılmış olsun. Lâyığına cezâ, müstehakkına mükâfat vermek de o irâdenin şânıdır. Sen kendi işine bak. Seni Ehl-i Beyt’ten uzaklaştıracak olan kendi nefsindir, onu ıslâha çalış…)

–Hz. Ken’an Rifâî–

—————————————————————————————————–

12 TEMMUZ

(…Ciddî ve ilmî anlayışla sağlama alınmış bir diyânet otoritesi kuramadığımız takdirde, taassupla cehâletin ve din kılıfı içine yerleşmiş ideolojik bakterilerin, bir sentetik din îmâl edercesine cemiyetin baş köşesine geçip oturması yadırganmamalıdır. Zîra bir kıymetin gerçeğine imkân vermemek, sahte ve sun’îsine, ‘Buyur, meydan senindir!” demektir.

Târihin yalan bilmez dudağından öğrendiğimize göre, ilimle îman ne zaman el ele verip iş birliğine girmişse, o zaman taassupla cehâletin başını uçurmuştur. Yoksa, bilgi seviyesi düşük, an’anesi ve seviyesi gevşemiş ürkek ve pısırık bir din teşkilâtı, târihî ve millî kudret kaynağımızın, ancak dağılıp parçalanmasına seyirci kalabilir.Kısaca söylemek lâzım gelirse, Türklüğü yeniden bu ana merkez etrâfında birleştirmek, îman ve ahlâkı, cemiyetin gerçek değeri mevkîine getirmek lâzımdır. Bunun için de dîni, gerek dinsizlerin gerek din simsarlarının ellerinden kurtarıp, millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre kurulmuş bir ilim kalesinin emniyeti altına almak gerektir. Tâ ki memleket, ferâgatli, faziletli, hamiyetli, bilgili ve idealist din adamlarından faydalanma fırsatı bulabilsin.)

–Sâmiha AYVERDİ–

————————————————————————————————

5 TEMMUZ

(Bence yazıp çizmenin hiç kıymeti yok. Dâvâ, söylediğini işlemekte ve…prensipleri nazarî kalıplar hâlinden çıkararak günlük hayâta geçirip yaşayarak isbat etmekte. Hemen Allah nasip eylesin.)

–Sâmiha AYVERDİ–

—————————————————————————————————

(…Kuyuya atılmış olan Yusuf,( Nur Sûresi, 26) ancak kuyuya kova salanın ipine yapışarak çıktı. İmdi, peygamberler ve velîler Allah’tan gelen ve Allah’a giden kervanlar ve kafilelerdir. Kendisinde Rabbânî bilgiler ve bilkuvve ilâhî insanlık kemâlleri bulunan Yusuf da tabiat zindanında hapsedilmiştir. Dünyâ, âhiret konaklarından bir konaktır. Kova, insanlara inen Allah Kitabı’dır. Kervancıların yâni peygamberlerin kovayı sarkıtmaları, insanları Allah’ın kitabına dâvet etmeleridir. Ona yapışmak, o kitabı getiren kimseye inanıp, onu kabul etmektir. Ama kuyuda olan; kurbağa, çiyan, akrep, yılan ve daha kuyuda yaşayan diğer haşerelerden biri ise o, sarkıtılan ipe asılmaz, ona yapışıp kuyudan çıkmak istemezse, kim ne yapsın? Çünkü insanlardan bâzılarının ruhları güzel, yüksek meşreplidir. Alçak kimselerle ünsiyet etmez, yüce vatanına gitmesine aracılık yapacak sâdık bir arkadaş arar. Bâzılarının ruhları da habistir; alçak meşreplidir. Ancak kendi meşrebinde olanlarla ünsiyet eder. Tabiat âleminde vatan tutar. Yüce âleme çıkan sefer ehlini ve seyyahları sevmez. Hiç dâvet kabul etmez. Yüce Allah buyurmuştur: “Biz insanı en güzel bir sûrette yarattık sonra onu aşağıların aşağısına attık. Ancak îman edip sâlih ameller işleyenler müstesnâ.” (Tîn Sûresi))

–Hz. Niyâzî Mısrî–

——————————————————————————————————

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!