Ken’an Rifâî, Şerhli Mesnevî-i Şerif,
Ey dost! Aynaya iyi bak! Son nakşı gör!
Bir güzelin ihtiyarlığındaki çirkinliğini düşün. Bir binânın harâbeye nasıl dönüştüğünü hatırla. Aynadaki yalana güvenme. Aynada gördüğün fânî güzelliklerin aldatıcılığını unutma.
“Kime uzun ömür verirsek, biz onun gelişmesini tersine çeviririz.” diyen sonsuzluk sahibi güzelin uyarısına kulak ver.
“Sen ey ilkbahar güzelliğine karşı dudak ısıran, hayran olan kimse! Bir de sonbaharın sararmış hâline ve soğukluğuna bak!”
“Şafak vaktinde güzel güneşin doğuşunu görünce, gurûb zamanı, onun ölümü demek olan batışını hatırla!”
“Eğer güzel tenli güzeller seni avladıysa, ihtiyarlıktan sonra bir de pamuk tarlasına dönen o bedene bak!”
“Kezâ cam gibi nergis bakışlı mahmur bir gözü, sonunda çipil olmuş ve suları akmağa başlamış bir halde görürsün.
İnsanların bütün suçları, bütün ayıpları büyükleri tarafından yüzlerine vurulsaydı, hayat daha müşkül olurdu. O, tarikat aslanı elbette senin düşünce ve duygularını bilir. Fakat sırlarını sana söylemek şöyle dursun, bu ayıp düşünceler bir güzel tebessümle örtülsün, günahkâr derisinden sıyrılsın ve yok olsun diye yüzüne güler, bilmezlikten, duymazlıktan gelmeyi doğru bulur.
Ken’an Rifâî, Şerhli Mesnevî-i Şerif, s. 442