Hz.Mevlânâ’nın Huzûrunda
Dönenlerin aşkına, dönüp de yananların aşkına, yanıp da kor olanların aşkına geldim kapına. Titreyen bacaklarımla girdim içeri.
Bir katre-i umman bembeyaz eteklerden savruldu dört bir yana. Damla damla aktı gönüllerden içeri. Ah o ne büyük haz, o ne büyük coşku, o ne büyük varoluştaki hiçlik … Benlik deryasında kaybolmuş yüreğim inceden inceye sızladı fütursuzca geçen zamana.
Ezelden ebede bu böyle iken, kainattaki her zerre bilir iken, Hakk Hakk der iken nedendir bu yolculuk, nedendir bu arayış…
Ben beni arar iken bendeki Sen imişsin anladım. Benlikten öte benlik, yokluktan öte hiçlik, yolun sonundaki ışık bir Sen, hep Sen, daima Sen imişsin anladım…
Huzurunda huzur buldum. Aşkın alevine dokunmaya ben yanmaya, yanıp yanıp yok olmaya geldim. Yücelerden yüce olan, ne olur bir zerre olsun nasip et, kul olayım zerre-i aşkına.
DUDU