Derin uykuya dalan gonca, uyan, uyan;
Nergis gibi gözünü açıp etrafa bak;
Safâ sarayımızı keder talan etti, bak:
Kuşlar ötüyor, uyan! Ezanlar okunmada…
Bu ateşli feryatlar,
Her tarafı kavurdu;
Her tarafta bir figan…
Uyan derin uykudan,
Derin uykudan uyan!
Derin uykudan uyan!
Seher vaktidir, güneş ufukta yükseldi bak!
Seherin kulağına kanlı bir küpe taktı.
Sahrâlardan, dağlardan, kaafileler, kervanlar,
Yola koyuldu uyan!..
Ey dünyâyı gören göz, anlayan göz, Uyan da,
Gör ne hâldedir cihan!
Uyan derin uykudan!
Derin uykudan uyan!
Derin uykudan uyan!
Bak bütün Şark ne hâlde;
Külü göğe savrulmuş…
Boğulmuş bir inilti; susuyor, eseri yok
Bu kaybolmuş feryad.
Bu toprakta her zerre bir muztarip nazardır.
Hindistan’dan isyân et, Semerkant’tan, Irak’tan,
Hemedan’dan tuğyân et!
Bir hayat göster, canlan!
Uyan derin uykudan.
Derin uykudan uyan!
Derin uykudan uyan!
Sen ne biçim ummansın? Ovalar gibi sâkin!
Böyle deniz olur mu? Artmıyor, eksilmiyor,
Kabaran dalgalar yok, timsahlar kaynaşmıyor, Böyle deniz olur mu? Bu denizin yarılmış,
Göğsünden, başı göğe eren bir dalga ol da
Ufuklara kanatlan.
Uyan derin uykudan!
Derin uykudan uyan!
Derin uykudan uyan!
Bu nokta açmaktadır bütün gizli sırları.
Bu toprak beden bir mülk, rûh-ı revân-ı dindir.
Tenle can birleşirse, ten diri, can diridir.
Hırkanı, seccâdeni, kılıcını mızrağını,
Ele alıp, isyân et!
Uyan derin uykudan!
Derin uykudan uyan!
Derin uykudan uyan!
–Muhammed İKBÂL— (*)
(Tercüme: Prof. Dr. Ali Nihad TARLAN-)
—————————————-
(*) Muhammed İkbâl için Bakınız: Sâmiha AYVERDİ, Âbide Şahsiyetler, Millî Eğitim Basımevi İst. 1976, S.159-176