29 KASIM
*Olayları hoşlukla karşılamak, en büyük bilgidir.
*Helâl kazanç, en büyük zenginliktir.
*Birliği, berâberliği öğretmeyen bilgiye bilgi denilmez.
–Sâmiha AYVERDİ–
—————————————————————————————
25 KASIM
Dünyâyı teşriflerinin yıldönümünde Müslüman-Türk’ün “Sâmiha Anne”sini hasret, minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Himmetleri hâzır nâzır olsun inşaallah!
(Azîz evlâtlar! Bilin ki Allah’tan gayrı her şey fânidir. Bugün var yarın yok olacak geçici değerler için, Hakk’ın rızâsı dışındaki işlere heves ve rağbet etmeyin. Zîra sonu hüsran ve nedâmet/pişmanlık olur.)
–Sâmiha AYVERDİ–
————————————————————————————————————————————————————
24 KASIM
Bize doğru yolu, gerçekleri ve kısaca hayâtın sırlarını öğreten her kademeden bütün öğretmenlerimize minnet, hürmet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Günün önemini göz önüne alarak, konuyla ilgili aşağıdaki değişmez hakîkati dikkatinize arz ediyoruz:
(…Kişi, defâlarca gidip geldiği, alıştığı bir yolda dahi, bâzen yol gösterici ve yol kolaylaştırıcı bir kimse arar. Bu böyle olunca hiç bilmediğin bir yolda, yalnız nasıl gidersin?
Eğer ahmaklık eder, bu yüce yola rehbersiz çıkarsan, şunu bil ki, yolda nefis devlerinin sesleri seni yıldırır, seni Hak yolundan döndürür. Bu öyle bir yoldur ki kendilerini senden çok daha akıllı zanneden kimseler, kendilerine güvenerek yürüdüler ve bitirmek şöyle dursun, her biri, yolun bilinmeyen bir yerinde ziyan oldular. Kendi burunlarının doğrusuna gidenlerin, yoldan nasıl saptıklarını, nasıl azdıklarını öğrenmek istiyorsan, Kur’ân-ı Kerîm’i oku! Orada nice azmışların, dalâlete düşmüşlerin hikâyesini bulacaksın.)
–Hz. Ken’an Rifâî–
——————————————————————————————————————————————————
22 KASIM
(Kendi kendisine karşı dürüst olmak ne büyük fazîlet. Ancak bu seviyenin adamıdır ki, başkalarına karşı da dürüst olabilir.)
–Sâmiha AYVERDİ-
——————————————————————————————————————————————————–
18 KASIM
(…Bakarsınız, rehberdirler; baştırlar, ulu ve önden gidicidirler; amma peşlerine taktıkları beşer kümelerini çamura saplanıp helâk olmaktan kurtaramazlar; kurtaran hakîkî ulular ise, kuyruğun son kılı olmak basiretini gösterip, göze çarpmayacak köşelerde gizlenirler.…Mâzî, eğer ambarda yıllandırılmış bir tohum gibi hâl tarlasına ekilmezse, ondan ne çoğalmak ne de istifâde beklenebilirdi. Bizim yanlışımız da buydu işte. Bir zümre, yalnız geçmiş ile nafakalanmak, onu karanlık ve küflü bir mahzende muhâfaza etmek tarafını tutuyor; bir başka zümre ise bu tohumu topyekûn çöplüğe devirmek ve çeşnisine yabancı olduğumuz bir başka tohumu elde etme iddiasını koruyordu. Ne çâre ki mâzîyi hâle aşılamak ve bu izdivâcın tâze mahsullerini devşirmek teşhisine kimse yanaşmıyor ve böylece de koskoca bir târih, iki arada kalan evlâtlar perişanlığı ile heder olup gidiyordu.)
–Sâmiha AYVERDİ
——————————————————————————————————
15 KASIM
(… Allah’ın birliğini, hayâtın bütününde sârî/YAYGIN ve cârî/GEÇERLİ görerek bu tevhid gerçeğini kendine rehber kabûl eden ferdin bahtiyarlığına ve huzûruna elbette imrenilir.
Maddeci anlayış, değnekten ata binerek, kan ter içinde koşan çocuklar gibi kendi yorgunluğu pahasına mesâfe alırken, tevhid atına binen kimse, birlikçi bir câhil bahçıvan dahî olsa, hem kendine hem kütle nizam ve âsâyişine düzen ve muvâzene unsuru ilâve eden meçhul kahramanlar serisinden nasıl sayılmaz?..)
–Sâmiha AYVERDİ–
—————————————————————————————————-
11 KASIM
(Dost, bir işe başlarken dâima ihtiyatlı davranır. Gerek günlük işlerde hayâtın îcab ettirdiği ciddi ve mes’ûliyetli meselelerde, göz önüne aldığı tedbirli hareketi, muhârebeye gidecek bir kumandanın ricat yollarını evvelden tesbit etmesine benzetir.
Onun için de, her hâl ve kârda, zuhur edebilecek ihtimalleri dikkate alarak, hazırlık ve hareketlerini ona gere ayarlar: ” Yapılacak işlerde genişliği ve gevşekliği sevmem. Dâima tedbirli olmak ve bilhassa vaktinde hareket etmekten hoşlanırım!.. der.)
–Sâmiha AYVERDİ–
——————————————————————————————————
7 KASIM
(…Peygamberlerden halk, mûcize istediler. Halbuki istedikleri mûcizeyi gördükleri halde îman etmediler. Bilmediler ki mûcize mûcib-i îman/ yâni mûcize îmânın îcâbı değildir. Mûcib-i îman olan şeyin cinsiyet, mânâ birliği ve berâberliği olduğunu anlayamadılar.)
–Hz. Ken’an Rifâî–
—————————————————————————————————-
6 KASIM
Bugün, 6 Kasım… 2009 yılında Beka âlemine avdet eden İlhan AYVERDİ Hanımefendi’yi minnet ve hasretle yâd ediyoruz. Bir sohbetlerinde şöyle buyuruyorlar:
(… Ashabdan bir zat, Peygamber Efendimiz’e: “Yâ Resûlallah, biz câhiliye devrinde de iyilik yapardık, hayır yapar, insanlara güzel davranırdık, yardım ederdik; onların ecri var mıdır?..” diye soruyor. Resûlullah Efendimiz: “ İşte onların ecri bugün müslüman olmanızdır” buyuruyorlar.
Hak katında hiç bir şey zâyî olmuyor. İş ki biz hayır tecellisine lâyık olacak şekilde davranalım. Cenâb-ı Hak, “Talebenâ Vecedenâ”; iste vereyim buyuruyor. İstemek sâdece ağızla dille istemek değil, asıl istediğine eriştirecek ameli işlemektir.
İşte câhiliye devri ameli nasıl ki, İslâm’la müşerref olmaya vesîle oluyorsa, Hakk’a yarar amelde bulunanları da Cenâb-ı Hak hikmet ehli ile karşılaştırır.
Kendileri de: “Hâlin ne ise ona müşteri sensin” buyurmuyorlar mı?
Şeyh Gâlib:
“Gelenler hankâh-ı evliyâya
Bütün dâvetlidir Gâlib safâya
Sakın zâhirde kalma aldanırsın
Komazlar yoksa, gelmezler sanırsın”, diyor.
Gençler için açıklayalım:
(Gâlib, evliya katına gelenler hep dâvetli olanlardır. Gelmeyenleri sakın kendileri gelmiyor zannetme, aldanırsın. Çağırmazlar ki gelsinler…)
O halde Hz. Pîr’in “kalbin terbiye yeri” olarak işâret ettiği hikmet ehli meclisini bulmak, oraya girmeye hak kazanmak, bizim bunu hak edecek ameli işlememize bağlıdır.
Bizler senelerdir büyük mürşidimizin irfan sofrasından besleniyoruz. Ne mutlu. Bu nasibe erişmişiz. Lâkin, “Allah ihsân eder; mârifet onu devam ettirmektir.” Çok uyanık, her an uyanık olmamız gerek. Nasîbimizin rehâvetine kapılmadan gayret gerek. Cümlemize nasîb ola!..)
-7 Temmuz 1999-
—————————————————————————————————
4 KASIM
(Yâ Rabbî! Sen ferde, cemiyete, vatana ve îmâna olan borcumuzu yüz akı ile ödet ve bu âciz kuluna muhabbetin ve rahmetinle yardımcı ol!)
–Sâmiha AYVERDİ–
—————————————————————————————————
1 KASIM
(…İnsanlar, kendi dediklerinin olmayıp Hakk’ın istediğinin olmasını her an canlı misaller ile gördükleri halde, kendi aleyhlerine olarak işte bunu anlayamıyorlar.)
–Ken’an Rifâî Hz.–
—————————————————————————————————–