Bize târif edildiğine göre, Müselles-i Şer’î’yi şöyle yaparlarmış:
Bir teneke kaynar su, et makinesinden geçirilmiş 5 kilo kuru üzümün üzerine dökülüp, 24 saat böylece bırakılır, tülbentten süzülerek damacanaya veya bir küp’e konulur; bir miktar safran, tarçın, zencefil, karanfil, hardal, havlıcan ve daha sâir baharat havanda dövülüp, üzüm suyunun içine atılıp iyice karıştırılır.
Bir hafta bekletilir, sonra içmeğe başlanır.
Bir haftadan sonra, ne kadar fazla bekletilirse, alkolü o kadar fazlalaşır. Aynı zamanda sertleşir. Âdî/herhangi, sıradan şaraptan 3 defa daha kuvvetli olduğu halde “müskirattan” /şer’an yasak olan keyif verici içkiden sayılmaz.
Türkistanlılar, tütün içmezler. Fakat bunun yerine “Nasıvay” dedikleri Kına renginde, toz hâlinde münebbih/uyarıcı bir maddeyi dil altına koyup, bir müddet ağızlarında tuttuktan sonra tükürürler.
Bayların mihmanhânelerinde/misâfirhânelerinde, mihmanların nasıvay tükürmeleri için gümüşten veya bakırdan yapılmış tas, etrâfa konulmuş olurdu.