“İlim ve mal neden bir arada bulunmuyor?” Diyenlere âriflerden biri şöyle cevap vermiş:
“-İlmin izzetinden ve malın zilletinden dolayı…”
“İlim ve malın bir arada bulunduğu da olur.
Ne zaman olur?
İlmin izzetini ve malın zilletini tam bilen biri kıvamına erdiğin zaman! Yâni öncelik ve izzet dâimâ ilme tanınmış. Bu ilme sâhip olunca, yanına mal da verilebilir.”
Her bilgi ilim demek değildir ve dolayısıyla izzetli sayılmaz. İnsanın, kendisini bilmesine mâtuf hakîki ilimdir izzetli olan. Diğer bilgiler, hep bunun içinde zâten mevcuttur.
Mala gelince… Hangi mal aşağılık yâhut zelil sayılabilir? Üstteki ârifler sözüyle herhalde maddeyi ilmin üzerine oturtan insanın cehâleti vurgulanmak isteniyor.
Câhil olmasa, insanoğlu hiç malı ilimden üstün görür mü?
Bu fâhiş hatâyı işleyen insanın elindeki mal elbette o kimseyi zillete sürükler. Hâlbuki aslî vazifemizin “Rabbimizi bilmek” olduğunu müdrik kimsenin elinde aynı mal, izzetlidir.