Cumartesi, Nisan 20, 2024
Ana SayfaMakalelerMisâfir OdasıMustafa Özçelik Samiha Ayverdi 1

Mustafa Özçelik Samiha Ayverdi 1

Sâmiha Ayverdi’nin HAYATI

Çağımızın en onemli mütefekkir yazarlarından birisi olan Rahmetli Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 25 Kasım 1905 yılında İstanbul’da doğdu. Annesi, Fatma Meliha Hanım, babası Yarbay İsmail Hakkı Bey’dir.

Soyu, anne tarafından Kanuni zamanında yaşamış; ve Budin seferinde şehit düşmüş Gül Baba’ya; baba tarafından Orta Asya’dan Anadolu’ya geçmiş Ramazanoğulları’na kadar uzanmaktadır.

Sâmiha Ayverdi, ilk tahsilini aile çevresi içerisinde yaptı. Anneannesi Hâlet Hanım, onun şifahi kültür ve târih şuuru kazanmasında çok etkili olmuş bir isimdir.

Dedesi de ciddiyet, dürüstlük, az konuşma gibi değerler noktasında ona örneklik teşkil etmiştir.

Aynı şekilde anne ve babası da onun fikri imini ve ahlaki şahsiyetinin teşekkülünde müspet rol oynamış kimselerdir. Evleri de devrin seçkin bilim ve sanat adamlarının gelip gittiği bir yerdir. Bu ortamın da onun yetinmesinde tesiri olduğu muhakkaktır.

Sâmiha Ayverdi, resmî anlamdaki ilk tahsilini ise, henüz beş yaşında iken gittiği Mahalle mektebinde yaptı. Daha sonra 1921 yılında Süleymaniye Kız Numune mektebini bitirdi.

Sonraki eğitimleri ise, ilk çocukluk devrinde olduğu gibi, resmi müesseseler dışında gerçekleşmiş; tarih, tasavvuf, felsefe ve edebiyat alanlarında hususi öğrenim görmüş, Fransızca dersleri almış, güzel sanatlarla ilgilenmiş ve keman çalmayı öğrenmiştir.

Bu arada başından bir evlilik hadisesi geçmiş, beş yıl süren bu evliliğinden Nâdide adlı bir kızı dünyaya gelmiştir.

Fakat, Sâmiha Ayverdi’nin asıl ruhî ve fikrî gelişmesi ve bu anlamdaki şahsiyetinin teşekkülü Fatih’teki Ümmi Ken’an Dergâhı’nın Şeyhi Ken’an Rifâî’ye intisapları neticesinde onun irşadlarıyla olmuştur.

Sâmiha Ayverdi’nin bu dergâhtaki eğitimi 13 Mart 1927 yılında gerçekleşti. Kalan bütün ömrünü bu terbiye içerisinde teşekkül eden bir anlayış çerçevesinde okumak, düşünmek ve yazmakla geçirdi.

Ağabeyi Yüksek Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi’nin yanında bir taraftan kızını büyütürken, bir taraftan da kendisini büyük bir mütefekkir-yazar yapacak faaliyetlerini devam ettirdi. İslâmî kaynaklara eğildi. Özellikle Doğu edebiyatını tetkik etti.

Bu edebiyatın büyük simâlarından Mevlânâ, Muhiddini Arabî, Sâdi, Hâfızı Şirâzî, onun çok önem verdiği ve tesirinde kaldığı isimlerdir.

Batıya da ilgisiz değildir. Dünya fikir ve edebiyat cereyanlarını sürekli takip etmektedir.

Sâmiha Ayverdi, ilk eserlerini 1938 yılından itibaren vermeye başladı. Bu tarihte ilk romanı “Aşk Budur” yayımlandı. Bu eserini, diğerleri takip etti. Türk edebiyatına farklı bir hava getiren bu eserler, büyük bir ilgiyle karşılandı.

Sâmiha Ayverdi, daha sonra mecmualarda da yazmaya başladı. İlk yazıları Necip Fazıl Kısakürek’in çıkardığı Büyük Doğu mecmuasında yayımlandı.

Büyük Doğu’dan sonra ise Resimli İstanbul Haftası, Fatih ve İstanbul, Türk Yurdu, Havadis, Ölçü, Hür Adam, Anıt, Türk Kadını, Tercüman, Kubbealtı Akademi Mecmuası ve Türk Edebiyatı gibi yayın organlarında yazdı.

Roman, mensur şiir türlerindeki eserlerinden sonra cemiyet meselelerine yöneldiği için hâtırat, makale, deneme, târih, biyografi, mektup türlerinde de eserler verdi. Böylece insan ve cemiyetin her meselesini kucaklayan zengin bir külliyat ortaya çıktı.

Hayatında hiç resmî vazife almadı.

Fakat, istanbul Belediyesi ve Kültür Bakanlığı’nın bazı komisyonlarında geçici gorevlerde bulundu. Vl. Maarif Şûrâsı’na katıldı..

1969-1980 yılları arasında sağlık sebepleri ve çeşitli tetkikler yapma arzusu dolayısıyla Fransa, İtalya, İsviçre, Macaristan, İspanya gibi ül kelerde bulundu. 1980 yılında Libya tarafından İspanya’nın Sevil şehrinde düzenlenen İslâm Konferansı hazırlık toplantısına katıldı.

Kitap çalışmalarına, gazete ve dergi yazılarına daha sonraki yıllarda içtimâî faaliyetler de eklendi. Kubbealtı Akademisi kurucuları arasında yer aldı. Fetih Cemiyeti, Türk Ev Kadınları Derneği, İstanbul ve Yahya Kemal Enstitüsü gibi cemiyetlerde görev yaptı.

Bütün bu çalışmalar arasında geleceğin münevverleri olmaya aday gördüğü gençlerle ilgilendi.

Onların fikrî ve mânevî gelişmelerinde etkili oldu. Böylece, mütefekkir-yazarlığına sivil hocalık, aynı zamanda “mânevî annelik” da eklenmiş oldu.

Sâmiha Ayverdi’nin eserleri ve çalışmaları çeşitli kurumlarca ödüllendirildi. “Kölelikten Efendiliğe” isimli eseri Milli Kültur Vakfı tarafından taltif edildi.

Yine aynı vakıf tarafından kendisine 1984 yılında Türk Millî Kültürüne Hizmet Şeref armağanı verildi. Benzer bir taltif, san’at hayatının ellinci yılında Aydınlar Ocağı tarafından yapıldı.

Türk ilim ve kültür hayatına kazandırdığı eserler ve yetiştirdiği gençler sebebiyle kendilerine şükran belgesi verildi.

1985 yılında Boğaziçi Yayınları, 1986 da Türk Edebiyatı Vakfı, hizmetlerinden dolayı plaketle ödüllendirdi.

1988 yılnda Türkiye Yazarlar Birliği Dil Ödülüne lâyık görüldü. 1990 yılında Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunca çalışmalarından dolayı taltif edildi.

Ömrünü Türk – İslâm kültürünün yeniden neşvünemâ bulmasına adayan Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 22 Mart 1993 günü Hakk’ın rahmetine yürüdü. Merkez Efendi hazîresinde medfun bulunan mürşidi Ken’an Rifâi Hz.lerinin ayakucu tarafına defnedildi.

Mustafa ÖZÇELİK

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!