Hazret-i Ebû Bekir’in bendelikte bulduğu zevk ve şâdîlikten bahsediyorduk:
-“Hazret-i Ebû Bekir, Efendimiz’in arkasından giderken dâimâ, her bende, her kul, âzat olduğu vakit sevinir, ama yâ Resûlallah ben sana bende kalmakla şâdım ve sevinçliyim! Derdi.
Bir gün de: Yâ Resûlallah, ben sana intisap etmeden evvel bir rüyâ görmüştüm. Güneş bana selâm vermişti. Şimdi anlıyorum ki bu, bana seninle buluşmak devletini tebşir etmekmiş demişti.
Ebû Bekir Hazretleri, kabîlesinin ulusu, zengini ve âlimi idi. Efendimiz ise ümmî bir çocuktu ve deve çobanlığı ederdi. Böyle iken bir gün Efendimiz: Yâ Ebû Bekir, bana bir melek geldi ve risâletimi haber verdi! Deyince, Ebû Bekir hiç tereddüt etmeden: Senin, Hakk’ın Resûlü olduğunu tasdik ederim! Diyerek Resûlullah’ın ayaklarına kapandı. Bunun üzerine Resûlullah: Peki ammâ tek sözümle bana nasıl inandın? Deyince Hz.Ebû Bekir’in cevâbı şöyle oldu: Bu yüz yalan söylemez. Sen Allâh’ın Resûlüsün.
Düşünmeli ki, Ebû Bekir gibi gerek yaşça gerek içtimâî mevkîce büyük olan bir kimsenin tek söz ile Resûlullâh’ı tasdik edivermesi kolay işlerden değildir.”