“…sevgi, duyguları işler, inceltir, görülmeyeni gösterir.
Sevginin birleştirdiğini bütün cihan bir araya gelse ayırmaya, ayırdığını ise bir araya getirmeye muktedir olamaz. Her şeyden gizli ve her şeyden âşikâr olan odur. O, varlık iddiâsında olanlara gizli, yokluk bayrağını açanlara âşikârdır…” (76.s.)
“İnsanlık, iyilik yapmaktan ibâret değildir,
zîra bâzı kimsede bu iyilik yapmak hâli, bir îtiyat, bir mizaç îcâbıdır. İyilik yapar, fakat kendisinde kötülüklerden yıkanmış bir kalp yoktur. İçi tımar olmamış kimsenin yaptığı iyilik, nihâyet herhangi bir sebeple ona kurduğu âbideyi kendi eliyle yıktırabilir.
Şu halde iyi denebilen kimseler nefislerinin yalancı balonu bir iğne temâsıyla sönüp yok olmayan temkin sâhipleridir.” (97.s.)
(*)Sâmiha AYVERDİ –Roman, Eserin ilk yayın târihi:1942
“Boşluk, biraz da yokluk gibi bir şey.
Görmek istediğimiz nokta ile aramıza yığılan varlık perdelerinin yırtılması da bir nevi boşalma, genişleme ve hürriyete kavuşma değil mi? Kibirlerimiz, riyâlarımız, nahvet ve gururlarımızın eksilmesi, işte hürriyete doğru atılan adımlar.
Hattâ sırasında iyiliklerimiz, fazilet ve şerâfetimiz bile aynı tehlikeli kesâfeti mûcip olabiliyor, o noktaya ulaşmak için bunlardan da geçmek gerek.”
Sâmiha AYVERDİ – İnsan ve Şeytan
Bence kahhar ve cebbar olmak,
insana nispetle kötüdür; çünkü insan oğlu, arzu ve isteklerinin tesiri ile bu sıfatlarını kullanır. Halbuki hilkat, kahharlığını ve cebbarlığını, gizli veya aşikar bir sebep tahtında yapar. Bir gazinin elinde kılıç başkadır, bir katilin elinde gene başkadır.
Mademki biz, arınmamış kimseleriz, şu halde o kılıçla tam adalet yapamayız. Halbuki hilkat şaşmaz ve iltimas kabul etmez bir hesapla hadiselerini, kararlarını işler, meydana getirir.
Bunların arasında acı ve abus olanları varsa emin olunuz ki ona hissen veya fiilen kendimizin müşteri olmamızdan dolayı bize gelir.
Sâmiha AYVERDİ – İnsan ve Şeytan