Frankfurt Protestan bir şehirdi ve tam Hıristiyanlara uygun bir hoş görüyle(!) 1591 yılından beri bir tek Katolik üyeye belediye meclisine girme hakkı verilmemiştir.
1624 yılından îtibâren, Frankfurt’ta Katoliklerin doktorluk yapması yasaktı. Ancak 1796’da Lejeune isimli bir Katolik doktor bu müsaadeyi tekrar alabilmiştir.
Avrupa’da, halkına kanûnen olmasa da fiilen tam bir din hürriyeti veren ilk hükümdar Büyük Fredrich’tir. Bu hürriyet ancak 1794 yılında Prusya Meclisi tarafından tanınmıştır; fakat devletin bir lûtfu olarak değil, “halkın anadan doğma bir hakkı” olarak…
Dünyâda anlayış ve tutumlar ne kadar çabuk değişebiliyor.
İspanya’da hüküm süren Endülüs Müslümanları, kendilerine tâbî olan Hıristiyan ve Yahudilere tam bir vicdan hürriyeti tanıyorlardı. Kilise ve manastırları duruyordu, serbestçe ibâdet edebiliyorlardı.
Dinlerinden dönmeye zorlamak şöyle dursun, birazcık baskı sayılacak davranışlar bile Müslüman Hükümdarlar tarafından aslâ hoş karşılanmıyor ve sebep olanlar derhal cezâlandırılıyorlardı.
Buna karşı gayr-ı müslim teb’adan pek çoğu, yüksek bir kültür ve medeniyet dini olan Müslümanlığı tercih etmekteydi. Hâlbuki aynı halk, Hıristiyanların yönetimi altındayken çok ağır baskı görmüşlerdi. Ki bu dönemde İspanya, bütün Avrupa’nın en ileri memleketi kabul ediliyordu.