Aşağıya aldığımız sözler, bugün 93 yaşında bulunan büyük bestekâr ve usta Alâeddin YAVAŞÇA’ya âittir ve 18 Mayıs 2008 günkü Hürriyet gazetesinde yayınlanmıştır; kendisini Türk kabûl edenlere hatırlatılır ki herhangi bir komplekse kapılmasınlar:
(Bir dönem Türk mûsıkîsinin yasaklanması yanlış anlaşılmadan kaynaklandı. Sarayburnu’nda bir gazinoda, dönemin meşhur Mısırlı bir ses sanatkârı konser verecektir.
Sanatçı çıkmadan önce Batı müziği çalan bir grup sahne alır. Kılık–kıyâfeti düzgün ve disiplinli müzisyenlerden oluşan, güzel bir program yapar. Ardından, Eyüp Mûsıkî Cemiyeti sahneye çıkar.
Gruptaki çocukların hepsi çok genç, kıyâfetleri birbirini tutmuyor. Düzensizler, kravatı bile sahnede bağlıyorlar. Akort yaparken tahammülsüz sesler çıkartıyorlar. Sulu şakalar yapıyorlar bu sırada.
Atatürk, bunları görünce üzülüyor ve “Kaldırın bunları” diyor. Adını da vermekten çekinmeyeceğim, Vedat Nedim Tör; bunun üzerine hemen Dâhiliye Vekili’ne telefon açıyor ve: “Şu anda Atatürk’ümüz Türk mûsıkîsini yasakladı” diyor. Maarif Vekili’ni de arayıp, okullarda tedbirinizi alın, diyor.
Atatürk, o târihlerde Dolmabahçe Sarayı’na gidiyor. Radyoyu açtırıyor. Batı Mûsıkîsi çalıyor, biraz dinliyor, kapattırıyor. Sonra yine açtırıyor, yine Batı Mûsıkîsi çalıyor. En sonunda:
“-Hani, bizim Türk mûsıkîsi niye hiç çalmıyor?” Diye soruyor.
“-Efendim, yasakladığınız için artık çalınmıyor.” Cevâbını alınca:
“-Bu ne demek? Ben yasaklamadım. Bana hemen Münir Nûrettin’i bulacaksınız; gelip radyoda konser verecek. Bundan sonra da her hafta bir konser verecek!” Diyor.)
Vedat Nedim ve onun devâmı olan, ne idüğü belirsiz “yarasalar” hakkında geniş bilgi almak isteyenler, mason localarının aydınlığa çıkmış üye kayıtlarına bakabilirler.