30 HAZİRAN
(… Yabancı devletlerin, yardım ve kültür müesseseleriyle Arap ülkelerine sokuluşlarında, Türkler kadar Arapların da günâhı vardı. Öyle ki halk câhildi. Bu yüzden de dıştan çarpan seslerin dost veya düşman olduğunu seçecek bilgiden ve kıyas/mukayese/ malzemesinden mahrum bulunuyordu. İşte bu ses, bir yandan “En büyük düşmanımız Türklerdir” diye bağırırken, meçhul eller de câhil kütlelere avuç avuç altın serpmekten geri kalmıyordu.
… El- Cemiyyetü’l-Nûriyyetü’l-Arabiyye isimli ihtilâl cemiyeti, tam 1914 Cihan Harbi başlıyacağı sıralarda Arap kavmini Türkler aleyhine kışkırtan bir beyannâme neşretmişti. Bu acıklı ses: “Seksen bin Arabın başından kale yapan Timurlenk ahfâdına, bir Hülâgû ve Cengiz sülâlesi olan Türklere ebediyen köle mi kalacaksınız?” diye bağırıyordu
Çok uzun olan beyannâmenin, belki de en tehlikeli noktası, “Ey Hıristiyan ve Mûsevî Araplar! Ellerinizi, kardeşleriniz olan Müslüman Arapların elleri üstüne koyunuz; taassup göstermeyiniz. Dinsiz Türkleri, Araplara tercih etmeyiniz. Islahata yanaşmayan bu yabancıların hepsi kılıçtan geçirilecektir.” demekle de, Türk -Arap birliğini, siyâsî ve coğrâfî bir zaruret ve realite olarak göremedikleri anlaşılıyordu.)
– Sâmiha AYVERDİ/Osmanlı Asırları, Cilt 3, Sayfa:160-161–
——————————-
27 HAZİRAN
(… Halkın iltifâtını, Allah’ın muhabbetine tercih eden veyahut yolculuk esnâsında karşılaşması muhtemel olan güçlüklerden korkan kişi, elbette ki gâyeye ulaşamaz. Ama tatlı-acı demeden bütün zorluklara tahammül etmeyi kabullenirse “büyük bir başarı kazanmış demektir”, sırrına mazhar olur.)
–Hz. Rifâî–
—————————
26 HAZİRAN
Bugün, Hicrî Takvime göre 1 Muharrem yâni Yılbaşıdır. Türk Milleti’ne huzur, sükûn, adâlet, bereket dileriz. Aynı zamanda hem ferd olarak hem de milletçe bir “muhâsebe” yapma… Geçtiğimiz bir senede kendimizin kazanç ve kayıplarını gözden geçirme fırsatı olan yeni yılın hayırlara vesîle olmasını niyâz ederiz efendim.
23 HAZİRAN
“Kardeşim!
Bana darılma! Ben sana hakîkatleri söylüyorum;hatırına ne gelirse… Mal,soy sop,ilim ülke,kerâmet,meziyet, güzel ameller nâmına ne varsa bunların hepsi bir hâtıradan ibârettir! Eğer Mevlâ’ya hamd ve şükredip huşû içinde sana verilen nîmetlere mukabele edersen, hakkında rahmet kapıları açılır. Eğer kibir ve gaflet içinde karşılarsan o zaman felâketin tam kenarında olursun. Artık sen kendi nefsini tehlikeye düşürmeyip, hâlini düzelt; kendine bir çeki düzen ver!”
–Hz.Rifâî–
———————————-
20 HAZİRAN
(— En büyük günah nedir?
–“Resûlullah Efendimiz’in buyurdukları gibi: “Senin vücûdun öyle bir günahtır ki ona hiçbir günah kıyas kabul etmez. Bu bir ejderhadır. Yılanın en büyük başı da dünya sevgisidir. Tamah, haset, kibir, şehvet,öğünme, riyâ, işte bütün bunlar yılanın diğer altı başıdır ki, birinciye nazaran küçüktür.”
Şeyh Abdullah Efendi:
–Bunlardan kurtulmak için sığındığımız ve güvendiğimiz büyüklerimize duâ ediyoruz.
–“ Sâde duâ ile olmaz. Bu gibi şeyleri yapmamaya da azmetmeli. İbâdetten maksat, mânâdır. Evvelce büyükler bir seyâhate çıktıkları vakit, gittikleri yerde kabir veya şu bu ziyâretinden evvel insan ararlar ve onu ziyâret edip, mânevî zahirelerini tedârik ederlermiş… “)
–Hz.Ken’an Rifâî–
16 HAZİRAN
(Kendisiyle anlaşamamış, mânâsını bulup onunla bağdaşamamış kimseler, ıztırârî/çâresiz/ bir sürüklenişle şaşkın ve şuursuz, hayat selinin içinde kaybolup giderler. Sırasında tabiatın büyük kuvvetlerine tahakküm eden insan, kendi zaaflarına söz geçirmekten âcizdir. Yükseldiği hiçbir zirve, ona, kendini bilmek zevkinin halâvetini/tatlılık,hoşluk/ bahşedemez. Her şeyi yapan insan, bu noktaya gelince müflis ve biçaredir.)
–Sâmiha AYVERDİ–
13 HAZİRAN
(…İhlâs/ Riyâsız,Yapmacıksız/ samîmiyet ve bilhassa muhabbet şifâdır, devâdır. Bu sevgi ilâcı ile gönül dünyâmızı kuvvetlendirip, bozucu ve çürütücü mikroplara karşı zırhlı ve silâhlı olmak imtiyâzını kazanmalıyız. Dedikoduya sağır, kusur görmeye kör olmak saadet ve huzurdur.)
–Sâmiha AYVERDİ–
2 HAZİRAN
(… Dünyâ seninle berâber olmuş da Allah olmamış; yapyalnızsın, kurt eline düşmüş bir kuzu gibi çâresizsin, bîçâresin, garipsin. Ammâ Allah seninle olmuş da dünyâ sırtını çevirmiş… Ordulara, hazînelere sâhipmiş gibi kudretlisin, kuvvetlisin, zenginsin…
İşte böyle… Allah, cümlemizi nefsimizin kulu olmaktan korusun ve gaflet cehenneminde bırakmasın. Ey tâlihlerine, ikballerine imrendiğim iltimaslı güzel insanlar… hepinize selâmlar eder, selâmetler diler, gözlerinizden öperim.)
–Sâmiha AYVERDİ–