Pâdişah’la konuşmak üzere toplananlar ilerlerken, Pâdişah onlara neden toplandıklarını, ne istediklerini sordu. Âsîler, pâdişâha duâdan sonra, zencilerin hüküm sürmesinden, memleketin harap olmasından, eşkiyânın üremesinden şikâyet ettiler.
Pâdişah: “Söyleyin, ne istiyorsunuz?” Dedi.
Âsîler, hazırladıkları listeyi okudular. Pâdişah çok şaşırdı, ne cevap vereceğini bilemedi. Eskiden, böyle bir vaziyet olunca pâdişahların ne yaptıklarını müftüye/Şeyhülislâm demek istiyor/ sordu. Müftü, târihte böyle bir hâdisenin cereyan etmediğini söyleyince, âsîler hep bir ağızdan başka bir müftü istediler.
Pâdişah:
-“Kullarım! Bana acıyın… Eğer benden, beni bile isteseniz kendimi size teslim edeceğim fakat listenizi bir daha okuyun. İsimleri bir daha işiteyim. Bâzılarının canını bağışlayayım. Onlara merhamet etmiyorsanız bile bana acıyın!” Dedi.
Annesiyle Kaymakam Paşa’nın tâlim ettiği bu sözleri ağlayarak söyleyince de fayda olmadı. Bostancıbaşı’ya listedeki isimler arasında bulduklarını boğdurmasını emretti. Yarım saat sonra köşkün biraz ötesindeki bir pencereden, Kızlar Ağası boğulmuş olarak sokağa atıldı.
Biraz sonra Kapı Ağası’nın cesedi de atılınca, âsîler:
-“Pâdişâhım, öbürlerini isteriz!” Diye bağırmıştı. Sultan Mehmed, öbürlerini de buldurup boğduracağına yemin etti.
Âsiler, pâdişâha duâ ederek pencere önünden ayrıldı. İki ceset, ayaklarından sürüklenerek Atmeydanı’na götürüldü. Öldürülen ağaları, ağaca baş aşağı astılar.
Ayın 17’inci günü isyancılar gene toplandı. Aralarına, yağmacılık için bir Rum’un karıştığını görüp ve kimliğini kolayca araştırıp, adamı parçaladılar. Atmeydanı’nda kendilerine üç boğulmuş ceset getirildi. İsyâna sebep olan Kâhya Efendi de o sabah kendini asarak intihar etmişti.
Bunlar da ağaca ters asıldı. Şâban Ağa’nın karısı Mülklü Kadın’a âit ceset de çuval içinde getirilip çınar ağacına asıldı. Rivâyete göre, bu kadına Vâlide Sultan büyük bir servet sağlamış.
Listedeki birçok kimsenin cesetleri birer birer getirilip ağaca asıldı, devletin pek çok adamı değişti.
Kısa zamanda devran da değişti. Saray, idâreyi tekrar eline aldı. Zâten bu sırada, yukarıda anlattığımız Venedikliler’in taarruzu da baş göstermişti. Âsîleri elebaşıları yakalanarak idam olundular. 50-60 yeniçeri boğdurularak denize atılmış.
Bu isyânı, ona iştirak eden bir Fransız mühendisten işittiğim gibi yazdım.