Bu dünyâda bulunan üç grup insan, bütün diğer grupların en şereflisidir ve bunlar, Allah’ın has, seçkin kullarıdır.
İlk yüksek mertebe “nebî”lere, daha sonra ise “velî”lere mahsustur.
Üçüncü mevkî ise, bilgi atını göklerden aşıran “hakîm”lerdir. Bunlar kuşa, kurda rahatlık, huzur bağışlarlar.
Geri kalan insanlar “avam” sınıfındandır; birbirlerini yaralayıp sokmakta, yılana ve akrebe benzerler.
Allah’ın seçkin kullarından olan “nebîler”,yücedirler ve her gördükleri şeyin hakîkatine ermişlerdir.
Hakk’el -yakîn’e giden yol, nebîlerin… İrfan olgunluğu ise Mustafâ’nındır. Hiçbir nebî, O’nun pâyesine erişememiştir.
Her iki âlem, O’nun sâyesinde şereflenir.
O pâyeye erişmek kimseye nasîp olmaz. Bu dereceye ermek hevesine kim kapılabilir?
Fakat “velîler”in durumu daha başka olur. Çünkü onlar için, züht ü takvâ, ayne’l-yakîn’dir.
Onların gözle gördükleri bu yolu, “hakîm’ler, ilimle idrâk ederler.
Hikmette, hüccet gibi yüce ol; dâimâ “mârifet” köşesinde yüksel!