Sâmiha AYVERDİ, Edebî ve Mânevî Dünyâsı İçinde Fâtih
“…Kütleler, çok zaman küçük insanların elinde kalmak bahtsızlığına uğrar.
Dünyânın bozuk düzen, hasta, mecâlsiz düştüğü devirler, işte bu kifâyetsiz idârecilerin elinde karanlıklara gömülüp önlerini ardlarını görmedikleri zamanlardır.
Dünyâ târihine bir göz atarsak, beşeriyet ne bulmuşsa, tasavvuf şuûruna doğru yol aldığı zamanlarda bulmuştur.
Ne kaybettiyse de ondan baş çektiği ve maddecilik taassubu ile el ele verdiği zamanlarda kaybetmiştir.

Eğer Fâtih, fikirde ve fiilde tasavvuf şuûru ile çift olmasaydı, yine de dünyânın sayılı cihangirleriyle boy ölçüşebilir, fakat bu Fâtih olamazdı.
Bu Fâtih ki tasavvuf motifi etrâfında örgüleştirdiği zihnî ve rûhî faaliyetlerindeki vezin ve âhenkle yeryüzüne örnek insan tipini ve örnek çağı getirdi.”
Sâmiha AYVERDİ, Edebî ve Mânevî Dünyâsı İçinde Fâtih
“…dünyaya kafa tutanlar zâlim, müstebid, çelimsiz, ve zayıf ruhlarının yüzünü bir şiddet maskesi altında örtbas etmeğe çalışan, görünüşte kavî, hakikatte âciz zavallılardır.
Kuvvetli insan ise, hiç bükülmeyen, zaaf tanımayan kimse değil, belki de sığınmanın, yalvarmanın ve kul olmanın tadını tatmış olan ve tabiatın dört mevsiminin çeşitli havasından kendisine bir nebze olsun bulunan kimsedir.
Sâmiha Ayverdi, Edebî ve Manevî Dünyâsı İçinde Fâtih