Benim çok sevdiğim kelime vardır.
(…Benim çok sevdiğim kelime vardır.
“Kabûl” kelimesi. Şimdi hep onu düşünüyorum. Kader değişir mi değişmez.
Ama değişir, değişir. Nasıl değişir?
Eğer felâket gibi kabûl edersen ezilirsin altında ama O’ndan geldi o verdi dersen, hâdise gene olur fakat hafifler.
İşte şikâyetsizlikte de kabûl meselesi var.
Aynı hâdise birinin başında felâkettir, birinde ise bütün ağırbaşlılıkla çeker. Kabûl çok mühimdir.
Ben size daha söyleyebilirim?
Bir iki ricam olacak. Yaptığınıza eminim ama söylemekte fayda vardır.
Çocuklarınıza sevgiyi alıştırın. Çiçeği sevsin, böceği sevsin, hayvanı sevsin, insanı sevsin. Maalesef sevgisiz bir nesil yetiştiriyoruz.
Sâmiha Anneciğim derdi ki:
“O kadar hâin insanı nasıl yetiştirebiliyoruz? Öldürebiliyor, kırabiliyor, vurabiliyor.”
Cemiyetin kadrosuna bakın. Eğer bu insanlar sevebilselerdi bu netice doğmazdı, Yapamazdı.
Elinde değil. Eskiden insanlar ayaklarına çıngırak takarlarmış. Hayvanlar haber alsın da ezilmesin diye.)