İnsan, acelesi varsa hızlı yürür, hattâ koşar. Ve bu nisbette de kalbi çarpar.
Rûhumun sana doğru koşmasını, özleyişimin artmasından anlarım.
Başka bir söyleyişle: sana hasretim arttıkça, sana yaklaştığımı fark ederim. Hâlbuki sen, çevremde kanaldanmış,
Uçuyorsundur.
Ruhdan bir çift kanadla, toprak bir beden nasıl kavuşsun?
Yeniden hasret pınarına dudaklarımı dayayıp,kana kana içer,soluklanırım.Ver elini özleyiş,ver elini yürek çarpıntısı..koşar dururum.
Dur durak bilmeden koşmamın sebebi sana kavuşmak değildir, bilirsin. Tek, hasretin beni terk etmesin diye, bir oyundur oynadığımız. Gözyaşı Irmağı’nın kenârında körebe oynuyoruz.
Ve.. ezelden ebede, hep ben ebeyim.