Kâh meltemlerle hârelenen sular gibi ürperip, dudak değdirecek kıyı ararım.
Kâh fırtınalarla yeri göğü koparan dalga olup, didikleyecek sâhil ararım.
Kâh ocağından kaçan kıvılcım olur, ateşleyecek zemin ararım.
Kâh bağrı deşilmiş yanardağlara döner, kol atacak yıldız ararım.
Bâzen gizliden gizli olur, bâzen âşikârdan âşikâre çıkarım.
Yüzünü gözünü yerlere süren sular gibi yeksân olsam da, gökleri el ele dolaşan bulutlar gibi kat kat, boy boy yükselsem de, her zaman vurgun, her zaman başı dumanlı olduğumu kime inkâr edeyim?
HANCI-Sâmiha AYVERDİ, Kubbealtı Neşriyâtı No:20-İst.1988