Dost Hak’tır ve onun yakınlarıdır; şu da ilâve edeyim ki bütün hikmetlerin başı sonu Allah korkusudur. Fakat müsaade et de sözümü îzâh edeyim…Allah, ne kâbustur, ne heyûlâdır, ne zâlimdir ne de bir fenâlık yapar. Şu halde ondan niçin korkalım.
Küçük bir çocuk, ölesiye sevdiği anasından niçin ve ne zaman, korkar? Ancak anasının hoşlanmadığı istemediği bir fiilde bulunduğu zaman paylanmaktan ve azarlanmaktan, hapsedilmekten, sevdiği şeylerden men edilerek cezâlandırılmaktan korkar. O ana ki çocuğuna karşı bir korkuluk olmadığı halde, îcâbında bütün bu cezâ usûllerine mürâcaat etmesi ne kadar dikkate şâyan değil mi?
Demek ki insanların da Allah’tan değil, kendilerinin pervâsızca el attıkları her uygunsuz fiillerden korkmaları lâzım. O zulmü yapan, cezâ görmeye sebebiyet veren kendisidir. İnsan, işte bu suretle kendi cezâsına kendi tâlip olmuş oluyor. Allah da bu talebe göre onu terbiye ediyor…”
Sâmiha Ayverdi, Yaşayan Ölü