Sohbetler-Ken’an Rifâî-56

0
260

Bir müddetten beri bozuk olmadığı halde işlemeyen asma saati göstererek:

-“Bakın saat artık işliyor! dedi. Münîre Hanım demin soruyordu ki: “Bu kötü ahlâklardan nasıl kurtulmalı, bilmem ki?” diyordu.

Azmettikten sonra niçin kurtulmayasın? dedim. Şu saati hiç değilse on defadır işletmek için uğraşıyorum, yine duruyor. Meselâ birinci işletişimde beş dakika, ikinci, üçüncü, dördüncü defalarda daha fazla işledi. Şimdi ise bir saatten beri işliyor.

İşte, bir iki salladık ve oldu. Sen de bu kötü ahlâklarını atmak için karar ver ve cehdet et. Mesela yalan söylememek içim mücâdele et…bugün beş dakikalık bir muvaffakiyetin olursa, yarın, öbür gün daha ziyâde üstünden atarsın ve nihâyet muvaffak olursun.

Azimle her şey kazanılır. Elverir ki sende hüsnüniyet makinesi bozuk olmasın…

Sonra şu şaat her tik takında gayeye ulaşıyor. Ben ise o tik takı elimle taklit ediyorum. Fakat bu hareketimle hangi gayeye ulaşıyorum? Bilakis yorgunluktan başka bir şey hâsıl olmuyor.

Kezâlik ihlâs ve zevkle hâsıl olan ibâdetle; taklitle ve ihlâssız yapılan ibâdet arasındaki fark da bunun gibidir. Her umur, her şey böyledir.

Sâmiha Ayverdi, Safiye Erol, Nezihe Araz, Sofi Huri, Ken’an Rifâî ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık