30 ARALIK
“Dervişlerin hal ve tavırları, şeyhlerinin hal ve tavırlarının birer aynasıdır. Şeyhdeki güzel ahlâk ve ihlâs hisleri, edeb ve irfanları zamanla dervişte de tecelli eder. Bâzen semâvî bir yardımla dervişler, şeyhlerini de geçebilirler:(Bu, Allah’ın bir fazl u ihsânıdır.)”
–Ahmed’er-Rifâî Hz.–
—————————————————————————
27 ARALIK
Bâzı Hadîs-i Kudsîlerde şöyle geçer:
(Ey Âdemoğlu! Küçük günahı küçümseme. Çünkü sen, hangi günahl bana âsî olduğunu bilemezsin.
Mekrimden emîn olma! Çünkü mekrim, karanlık gecede karataş üstünde yürüyen karıncadan daha gizlidir.
Ey Âdemoğlu! Bir kere olsun isyanda bulunup da sonra gazabımı tefekkür ederek isyandan vaz geçtin mi?
Emrettiğim farzı, emrettiğim gibi aynen yerine getirdin mi? Muhtaçlara ve yoksullara, sana verdiğim maldan ikram edip, gönüllerini aldığın vâkî mi hiç? Sana kötülük edenlere iyilik ettiğin var mıdır?
Seni terk edeni aradığın oldu mu? Sana hıyânet içinde olanlara insaf ettin mi? Evlâdını terbiye ettin mi? Din ve Dünya ilimleri için âlimlere baş vurdun mu?Âdemoğulları! Ben, dış görünüşlerinize, güzelliğinize, soy-sopunuza bakmam. Nazargâhım gönüllerinizdir; ancak bu hasletlerle sizden râzı olurum.)
–Ahmed’er-Rifâî Hz.
———————————————————————————————–
23 ARALIK
“Resûlullah Sallâllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
Allah kıyâmet gününde sizleri yalın ayak, başı açık diriltecek; kendisi Arş’ı üzerinde durup, herkesin duyabileceği yüksek bir sesle şöyle nidâ edecek:
(Ben Deyyân’ım! Katımda zulüm yoktur! İzzetim hakkı için bir fiske, bir elin bir ele vurması kadar basit bir haksızlık olsa dahi, haberim vardır. İlâhimden kayıp olmaz!Boynuzsuz koyunun hakkını mutlaka boynuzludan alacağım; taşa niçin çarptığını, çomağa neden saplandığını mutlaka soracağım!..)
–Ahmed’er Rifâî Haz.–
——————————————————————————–
20 ARALIK
–(Dâima basîret üzre olup hüsn-i hulk ile halka muâmele et ki amellerin ahseni, hüsn-i hulktur. Peygamberimiz Efendimiz diyorlar ki: “Dili tatlı olanın dostu çok olur.” Halkın ayıbını setreyle, yüzüne vurma. Mâlûmdur ki, Allah’ın, Resûlullah’ın, ehlullâhın sünnetleri vardır. Allah’ın sünneti, ayıbı yüze vurmamaktır. Resûlullâh’ın sünneti, halkı hoş görmektir. Ehlullâhın sünneti de halktan gelen ezâ ve cefaya sabr u tahammül etmektir…)
–Ken’an Rifâî Hz.–
—————————————————————————————-
2 ARALIK
(… Yûnus Emre’nin dediği gibi:
Dört kitabın mânâsın okudum hâsıl ettim
Aşka gelince gördüm bir uzun hece imiş
Bununla demek istiyor ki: Dört kitabı okuyup mânâsını anlayan bile bundan bir mânâ çıkaramaz. Nihâyeti olmayan; insanın ömrünce değil, kâinâtın ömrünce süren uzun bir hece…Bütün mânâlar bu hecenin içinde olduğu halde mânâsı belli değil…Çünkü bunun dili hal dilidir. Buna ledün ilmi ve bâtın ilmi isimleri verilir. Kingsford, bâtın ilmini şöyle târif eder; O, yalnız bir ilim, bir felsefe, bir ahlâk ve bir mezhep değildir. Belki bâtın ilmi, ilim, felsefe, ahlâk ve mezhebin kendisi olup, diğer bütün bilgiler, felsefeler, ahlâklar, dinler, onun bozulmuş şekilleri ve değiştirilmiş ifâdeleridir…)
–Hz. Ken’an Rifâî–
————————————————————————————————