Papa Dokuzuncu Pi, bir genelge yayınlayarak, bâzı ülkelerde yaygınlaşmaya başlayan bir takım düşüncelerin yanlış olduğunu ve bunlara inananların “mel’un” sayılacağını bildirmişti. Bu uzun genelgenin bâzı maddelerinde şöyle deniliyordu:
“Roma Katolik Kilisesi’nin kararları, ilmin gelişmesini yasaklar.”
“Protestanlık da Hıristiyanlığın diğer mezhepleri gibi bir mezheptir ve buna inananlar da diğerleri gibi Allah’ın makbulü kimselerdir.”
Okulların idâresi devlete âit olmalı, diploma vermek ve öğretmen tâyin etmek de devletten başka bir makama âit olmamalıdır.”
Devlet, teb’asından her ferde -kilise ile alâkasını kesmiş bile olsa- yardım etmelidir.”
“Evlenmek, nişanlanmak ve boşanmak işleri dünyâ makamlarına âittir.”
Söz konusu genelgenin bâzı maddelerinde “Zındıkların ve dinsizlerin diri diri yakılması gerektiği” de kaydedilmektedir. Zâten Katolik Kilisesi’nce Katolik olmamanın cezâsı ölümdü ve piskoposlar her yerde böyle dinsiz ve zındıkları(!) tâkip ve onları yok edeceklerine dâir Papa’ya yemin ederlerdi.