“Felsefe, zan ve şüpheden ibârettir. Halbuki insan için en dehşetli şey, şüphedir.
Ruh âlimi, yâni şüphe yolundan kurtulup hakîkat yolundan yürüyenler ise, ister ümmî, ister ilmî olsunlar, bin sene evvel ne söylemişlerse bugün de onu ve gene binlerce sene sonra da hep, aynı sâbit formülleri müdâfaa edeceklerdir.
Çünkü sözleri, değişmeyen hakîkatin ifâdesidir.
Güneş, bu kadar asırlardan beri seyrini değiştiriyor mu? Değişen, zannî ve vehmî olan şeylerdir. Feylesof bence bir san’atkârdır; tabiatı taklîd eden ressam gibi o da hakîkati tasvîre yeltenen adamdır.
Binâenaleyh sözlerinin kıymeti, ne olsa, canla mânâlanmamıştır. O, tıpkı modelini hurdebinî teferruâtına kadar taklîd eden ressama benzer.” (70.s.)
“Cüz’î olan akıl, küllü idrâk edemez, mâzûrdur.
Şu kadar var ki, akılla her şeyi yapmak, bilmek mümkün olduğunu zanneden insan, sen ve senin gibiler mâzûr değilsiniz. İşte Pascal da bunun için akla hitâb ederek:
“Tais – toi raison imbecile”, yâni “sus ahmak akıl, sen kendi dâirenin dışında neler olduğunu bilmekten âcizsin” demek istiyor.”(75.s.)
“Hayatta îman kadar büyük kuvvet ve mesned yoktur dostum. Bu yarım akılla kaldıkça her şeye rağmen câhilsin; zîrâ maddî bilgiler mânevî cehâleti gideremez.”(92.s.)
(Sâmiha AYVERDİ’nin Fikir ve Gönül Dünyâsından Seçmeler)-İsmet BİNARK/Altay Kültür, San’at ve Eğitim Vakfı Yayınları:4 – ANKARA, Mart 2009