Şüpheye Düşme!
“ÖLÜM” günümde tabutum yürüyüp gitmeğe başladı mı, bende, bu dünyânın gamı var, dünyâdan ayrıldığıma tasalanıyorum sanma, bu çeşit şüpheye düşme!
Benim için ağlama, yazık yazık deme; şeytanın ayarına düşer, düzenine kapılırsan yazık olur, sana yazık yazık demenin sırası gelir.
Cenâzemi görünce ah ayrılık, ayrılık demeye kalkışma; kavuşup buluşmam o zamandır benim.
Beni kabre indirip bırakınca elvedâ deme; çünkü kabir, can topluluğunun bir perdesidir.
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret; güneşe, aya, batmaktan ne ziyan geliyor ki?
Sana batmak görünür amma doğmaktır o; mezar hapis gibi görünür amma, canın kurtuluşudur o. Hangi tohum yere ekildi de bitmedi; ne diye insan tohumunda da böyle bir şüpheyle feryâd edersin?’’
(Dîvân-ı Kebîr’den)