Dün gece, seher çağı, beni gamdan kurtardılar. O, gece karanlığında bana âb-ı hayat sundular.
Zât ziyâsının parıltısıyla kendimden geçtim; bana sıfat tecellîsinden şarap verdiler.
Ne mübârek seherdi o seher… ne kutlu bir geceydi o Kadir Gecesi! O gece bana bu yepyeni beratı ihsân ettiler.
Bundan böyle yüzümü sevdiğimin güzelliği aynasından ayırmam! Çünkü bana sevdiğimin “Zât cilvesi”, o aynada göründü.
Murâdım olduysa, gönlüm neş’elendiyse şaşılacak ne var? Ben zâten bunlara müstehaktım; bunları bana zekât olarak verdiler.
O cevre, cefâya sabır ve sebât etme kabiliyetini verdikleri gün, hâtif, bana bu devletin de müjdesini vermişti.
Sözlerimden damlayan bütün bu ballar, şekerler yok mu? Sabrıma karşılık olarak verdikleri kamış kalemdendir hep!
Zamânenin gam bağlarından beni kurtardılar ya… bu kurtuluş, Hâfız’ın himmetiyle ve seher çağlarında uyanık bulunanların nefeslerinin feyzi iledir.
Hâfız Şirazî
30.08.08