Emin Işık Hoca’dan Sohbetler-3(*)

0
16

3.

Emin Işık Hoca’nın 1971’de Hareket Yayınları arasında yayımlanmış olan beğenilen kitabını okumuş ve kitabın sonuna 20.9.1975 târihini yazmışım. Bâzı sayfaların marjına konuya dikkatimi çekmek üzere birkaç kelimelik notlar koymuşum. Bu notların olduğu satırları, paragrafları bu hâtıra yazısını kaleme almadan önce gözden geçirdim. Bunların bâzılarını yıllar boyunca Hoca’nın sohbetlerinde de dinlemiştim. Bunlar paylaştığımız ana fikirlerdi. Kırk beş sene önce kaleme alınmışlardı ama, hâlâ inandığımız ortak düşünceleri ifâde ediyordu. Onun için aynen onun kelimeleriyle bu kitabından alarak, hem kendisini anmak hem de fikirlerini tekrar okuyucularına, dinleyicilerine ve sevenlerine sunmak istiyorum:

“…Osman Bey oğlu Orhan’a: (Oğlum kuru kavga ile cihangir olma sevdâsı bize yakışmaz. Bizim maksadımız din yolunda mücâhid olmaktır) derken, sâdece kendi düşüncelerini söylemiyor, Alpaslan’dan beri Anadolu Türklüğünün rûhunda kök salmış olan zihniyete tercüman oluyordu. Osman Bey, ilim ve din ehlinden uzaklaşmamayı da tavsiye ediyordu. Bu büyük ideali tahakkuk ettirmek için kurulan devletimiz üç büyük müesseseden kuvvet almış ve onlar üzerinde yükselmiştir.

Bu üç büyük müesssese ORDU, MEDRESE VE TEKKEdir. Kuruluş devirlerinde bu üç müessese el ele vererek aynı gâye için iş birliği yaptı. ORDU, nizam ve otoriteyi; MEDRESE, din ve ilmi; TEKKE, din ve ahlâkı temsil ediyordu. Birincisi (yâni ordu) ordu mensupları ile devlet ve ,idâre adamlarını; ikincisi (yâni medrese) münevverleri; üçüncüsü olan tekke de halkı yetiştirmeye, şuurlandırmaya ve devletin gâyesine yöneltmeye çalışıyordu. Devletimizin kuruluşunda Osman ve Orhan Gâzi’lerin, Yıldırım’larla Murad’ların ne kadar hissesi varsa; Yunus’ların, Hacı Bayram ve Akşemseddin’lerin de o kadar hissesi ve emeği vardır.

Osmanlı Devleti’ni bir âile ve bir hânedan devleti olarak mütâlaa etmek, târihi bilmemektir ve affedilmez bir hatâdır. O devlet, serhattaki akıncıdan köy imamına kadar bütün bir milletin el ve gönül birliğiyle vücûda getirdiği tam mânâsı ile millî bir devlettir. Düşmanlarımız evvelâ bu üç büyük müessese arasına fitne sokmakla işe başladılar. Orduyu halka, medreseyi tekkeye düşman ettiler. Devleti ayakta tutan müesseseleri birbirine düşürmek sûretiyle onu zaafa uğrattılar.(4)


(*) Prof.Dr. Mustafa TAHRALI – “Rahmetli Dr.Emin Işık Hoca’dan Hâtıra Sohbetler”-KUBBEALTI AKADEMİ MECMUASI, Ocak-Nisan 2020, Sayı 193-194, Sayfa:64-95.

(4) Emin IŞIK, Devleti Kuran İrâde, Hareket Yay.İst. 1971, s.10-11. Bu yazıda Emin Bey’le aramızda geçen, ana hatlarıyla veya ana fikriyle az çok hatırladığım konuları onun kitaplarından aynen veya özetleyerek alacağım. Böylece onun görüş ve düşüncelerini, yazdıkları veya kaydedilmiş röportajlardaki bizzat kendi ifâdeleriyle anlatmış olacağım.