Şu Erzincanlılara imreniyorum doğrusu. Helâl olsun… Terbiyeli, seviyeli ve zevk sâhibi biri tarafından temsil ediliyorlar. Ramazan ayı boyunca televizyonda her gün gördüğümüz Dursun Ali Erzincanlı’dan bahsediyorum.
Bir tek kanalda ve yalnızca bir program için görünen sayın Erzincanlı,sâdece “terbiyeli ve seviyeli” bir insan oluşuyla göz doldurmuyor, üstelik iyi bir şâirdir; yâni “ozan”dır da!
Bu bilgili ve güzel insanı seyrederken, taşıdığı Erzincanlı soyadıyla hiçbir Erzincan’lıyı rahatsız etmeyeceğini, yüzünü görür görmez kimsenin kanal değiştirmeyeceğini… Bilakis Erzincan’lıları en iyi şekilde temsil ettiği için onların gurur kaynağı olduğunu düşündüm.
*
Gelelim Kütahya’lılara… Kütahya’lıların şanssızlığına ise yanıp duruyorum.
Biz Kütahya’lılar, acabâ hangi büyük günâhı işledik de Cenâb-ı Hakk bizleri böyle cezâlandırıyor?
Bu yazıyı da şu sebepten dolayı yazıyorum; mübârek ramazan hürmetine and olsun ki Kütahya’lılar aslâ öyle terbiyesiz ve öyle seviyesiz değildirler. Târih boyunca çelebi meşrep, kavgayı gürültüyü sevmeyen, san’atkâr ruhlu kimseleriz bizler. Gelgelelim, o kanal senin bu kanal benim her mes’eleye maydanoz olan; Kütahya’lılıkla zerre ilgisi bulunmadığı halde taşıdığı soyadıyla bizi kaba, saldırgan ve haddini bilmez insanlar olarak tanıtan birisine lütfen aldırış etmeyin ve onu Kütahya’lı saymayın.
Soyadı Kütahyalı olsa bile!
Böyle birine, televizyon kanallarından birinde rastlamasanız bir diğerinde mutlaka rastlarsınız. İşte o anda küfür falan edip de günaha girmenin, mübârek günde orucu sakatlamanın hiç gereği yok. Yeter ki televizyonun kumanda âleti bir silâh gibi elinizde, Esmâ-ül- Hüsnâ’dan Es-Sabûr ism-i şerîfi de dilinizde hâzır ve nâzır bulunsun; derhal bir sonraki kanala geçin ve derin bir nefes alın. Eğer orada da mâlûm ve mâhut oğlanın ağzından tükrükler saçan kellesiyle karşılaşırsanız, Es-Sabûr zikri ve kumanda âletiniz sizin en büyük kurtarıcınızdır. Allah’a sığınıp, düğmesine basınız.
*
Eğer bu “çetin imtihanla” artık baş edemiyorsanız; sinir sisteminiz de iyice yıpranmışsa ve gittiğiniz doktorlar size çâre bulamıyorsa, soluğu bendeniz gibi Kütahya Nüfus Müdürlüğü’nde alınız.
Dilekçeyi orada da yazabilirsiniz.
Zâten yetkililer dilekçe metnini vatandaşa söylemekten bıkmış ve insanlara kolaylık olsun diye hazırladıkları bir formu çoğaltıp, kenara koymuşlar. Hemen köşedeki masadan bir form alıp dolduruyorsunuz:
(Doğma büyüme Kütahya’lıyım, üstelik yedi ceddim de çok şükür Kütahya’lıdır. Kimlik bilgilerimi ekte sunuyorum. Ancak müdürlüğünüz aracılığı ile sayın devletimize yalvarıyorum; ya beni lâyıkıyla temsil edecek, gerçekten Kütahya’lı şâir ve ozan birini bulun yâhut da benim nüfus kaydımı başka bir vilâyete nakledin. Kâğıt üzerinde de olsa böyle biriyle aynı kategoride görünmeye ve Kütahya’lı sayılmaya tahammül edemiyorum. O oğlan Kütahya’lıysa, ben artık değilim.
İstifâmın kabûlü ve gereğinin yapılmasını ricâ ederim. Saygılarımla.
Not: Benim için il tercihi söz konusu olmasa da, eğer Erzincan’lılar için bir mahzûru yoksa, oralı sayılmaya dünden râzıyım.)
Tekin UĞUREL