Salı, Ocak 21, 2025
Ana SayfaRıza Tekin UĞURELVakt-i Şerifler Hayr'olaVakt-i Şerifler Hayr'ola-Ağustos 2024

Vakt-i Şerifler Hayr’ola-Ağustos 2024

30 AĞUSTOS

(Bilmem ki Türk, dinamizmi ile îman sâfiyetini insânî, içtimâî ve idârî hayâtında birleştirerek; dünyâ hayâtı ile derûnî hayâtının kopmazlığını anlayamamakla daha ne kadar inat edecek ve bu ebedî vuslata sâhip olabilmek saâdetine daha ne zamâna kadar uzak kalacaktır?)

–Sâmiha AYVERDİ–

—————————————————————————————————-

26 AĞUSTOS

(… İnsanoğlu için düşünmek hayli zor bir keyfiyet… Ama daha da zor, hattâ beşeriyetin başına bin bir zorluk çıkaran keyfiyet, dünyâya ne için geldiğini düşünmemek ve bilmemek…Kendini ikrar, kendini inkârdan her zaman daha güç… Bunun gibi, Allah fikrini inkârda arayanlar serisi, îmanda arayanlar zümresinden her zamanda daha kalabalık.)

–Sâmiha AYVERDİ–

———————————————————————————————–

23 AĞUSTOS

(Kütlenin büyük kısmı el, kol, ayak, bacak hattâ göz kulak gibi dimağın emrinde çalışmak, onun çizdiği yolda yürümek için yaratılmıştır. Halbuki ana merkezin icrâ organı olan bu hizmet vazifelileri, el kol seviyesinde kalmayı kabul etmeyip dimağ olmak istedikleri için, yeryüzü u haddini bilmez kör ve sakar cesâretlerin neticesinde muhârebeler, ihtilâller, siyâsî içtimâî ve hattâ iktisâdî türlü krizlere müptelâ oluyordu.

Fakat ne yazık ki bu kıt zekâlılar, bu kör cesâretliler, bu ukalâ bilgiçler ve bu kendini beğenmiş insan taslakları, târih muvâcehesinde maskara olup sahneden çekilirlerken de arkadan gelen benzerleri, yakın geçmişte oynanmış facialardan ibret almıyorlardı. Onun için de sahte şöhretlerin hesapları dürülüp adı sanı unutulurken, gene kollar bacaklar dimağ olmak sevdâsının peşinde, ham ve kontrolsüz enerjilerini faaliyete geçirerek bir kere daha dünyânın altını üstüne getiriyorlardı…)

–Sâmiha AYVERDİ–

—————————————————————————————————-

19 AĞUSTOS

–Ashaptan birine gece namazı hakkında ne buyurursunuz diye fikrini sormuşlar. Gündüz Allah’tan kork, gece de uyu buyurmuş.–“Ne güzel cevap. Yâni gündüz Hakk’ın yolunda yürü, geceyi düşünme uyu, zararı yok. Çünkü ömrünü uyanıklıkla geçiren kimsenin uykusu da ibadettir.”-

-Hz. Ken’an Rifâî–

—————————————————————————————————-

16 AĞUSTOS

(Ebû İshak Hazretleri buyurur ki: Benden bahseden kimseler evliyâullahtır. Çünkü benden iki türlü bahsedeceklerdir. Ya iyilik ve hayır cihetiyle veya kötülük ve düşmanlık cihetiyle. Hayır ve iyilik cihetiyle yâd edenlerin kendileri de bu sıfatlar ile sıfatlanmamış olsaar bu türlü bahsedemezler. Düşmanlık ve kötülük cihetiyle bahsedenlere de Allah keşf ve kerâmet ihsan etmiştir ki beni tanımışlar.)

–Hz. Ken’an Rifâî–

————————————————————————————————-

12 AĞUSTOS

(Çocuklar! Ben gıybet diyor muyum? Ediyorsam siz de edin. Ben yalan söylüyor muyum? Söylüyorsam siz de söyleyin. Ben kalp kırıyor muyum? Kırıyorsam siz de kırın. Ben kin tutuyor, kibrediyor, haset eyliyor muyum? Yapıyorsam size de bol bol izin! Ama beni hocanız bilmişseniz, bende olmayan hasletlerin herhangi birinde konuklamak, üstünüzdeki mânevî hakkımı reddetmek olmaz mı?)

–Hz. Ken’an Rifâî–

————————————————————————————————

9 AĞUSTOS

(Allah’ın bağladığını çözmeye, çözdüğünü bağlamaya kimsede tâkat yoktur. Onun için ‘ben şunu yaparım’ demek gibi hatâ olmaz. Yapan Allah’tır, biz ancak birer âciz âletten ibâretiz.)

–Sâmiha AYVERDİ–

————————————————————————————————-

5 AĞUSTOS

(Kâmil insan kimdir? Alâmeti, işâreti nedir? Dersek, kemâli ile aczini bilip varlığını, benliğini ‘Bâkî’nin yolunda aşk ateşi ile yakıp nefsinin esâretinden kurtulup hürriyet sınırlarını atlamış kimsedidemek lâzım gelmez mi?

Doğru ve sâdık gösterici bir adeseye benzeyen Kâmil İnsan’ın yardım ve delâleti ile şerîatin derinliklerine nüfuz edince de, onun katı ve kayıtlı bir şekilden ibâret olmadığı, aksine, cihanşümûl bir varlık olduğu ortaya çıkar.

Kaplumbağa gözlerini yumurtasına diker ve yavrularını bu suretle çıkarırmış derler. Şerîat da tam mânâsı ile mutlak hakîkati hâmil /yüklenmiş/ bir cevher kütlesidir. Eğer bu lâhutî varlığa kalb gözü dikilirse, hakîkatin inkişâfı başlar. Cihan, birlik cihanıdır. Kesret, çokluk ise birliğin ışık dalgaları, vahdet kesretin beşiği, tasavvuf da bu zevki , gurur ve benlik anlayıp tadmak ilmidir.

Ama bu gönül ilmini kitabî bilgilerle izâha kalkışmak, onu aklın bu cehd ve gayreti ile katletmek demektir. Zîra dünyâ ölçüsünde edinilmiş ilimler insanoğlunu ruh olgunluğuna götürmez. Belki sırasında Firavunlaştırır. Öyle ki kibir, gurur ve benlik tokmağı ile başını ezer.

Dervişliğin temel taşı ise aşkdır ki, sözün de, târifin de yapamadığını o bir solukta halleder.

…İşte meleklerin de Peygamberlerin de kul ile Allah arasına giremedikleri an, tasavvufun eriştiği o zevk ve hâlet ânıdır. Fakat bu zevk ve hâleti de erbâbı olmayana anlatmak muhâldir.)

–Sâmiha AYVERDİ–


2 AĞUSTOS

(… Hayâtın çok esrârı vardır ki ziyâde ayan ve üryan olduğu için gizli zannederiz; halbuki insan, bu dünyaya gizlilikte âşikâr olan perdeyi yırtmak için gönderildi; zîra onun arkasında hayâtın sırrı olan aslî fıtratı bulmak, kendi cevheriyle temâsa gelmeklik vardır…)

–Sâmiha AYVERDİ–


Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!