Cumartesi, Ekim 5, 2024
Ana SayfaRıza Tekin UĞURELVakt-i Şerifler Hayr'ola-Haziran 2021

Vakt-i Şerifler Hayr’ola-Haziran 2021

28 Haziran 2021

(Hayat sofrasında tatlısıyle, tuzlusuyla, ekşi ve turşusuyla her cins yemek bulunur. Yeter ki bunların arasında acı olan şirk ve kul hakkı bulunmasın.) – S.AYVERDİ


25 Haziran 2021

(Ne olur, hiç olmazsa bundan sonra ölülerden daha ölü olan biz diriler uyanıp bir Bizans fethinin târihteki önemini vakit geçirmeden çoluğumuza çocuğumuza öğretelim ve böylece henüz ölmediğimizi târihe anlatmış olalım.) -Sâmiha AYVERDİ


(Ben, insanların özüne bakarım. Özü temiz ise ârızî hatâlar üzerinde durmam. Onlar geçicidir, zamanla düzelir. Esas olan özünün temizliğidir.) – Sâmiha Annemiz.


21 Haziran 2021

(Ey Türk Anaları!

4-İslam imanı ile Türk dinamizmini kucaklaştırarak bu harikalı terkip ile gök kubbe altında benzeri düşünülemeyen bir medeniyet kurmuş ve fütuhat alanında da Avrupa’yı göğüslemiş olan Türk, bugün neden dünyaya avuç açar hâle gelmiştir? 

Batı’ya angaje olmak neden Türk’ü geriletmiş, varını yoğunu elinden alarak iflâsa sürüklemiştir?

Sürükleyecekti. Amma bunu görüp bilemediğimiz için Batı’nın esiri olduk.

Olduk. Zira bünyemizin neye, nelere ihtiyacı olduğunu hesaba katmadan, önümüze, Batı’nın ilmi, çalışma ciddiyeti ve metodu değil, çürümüş kokmuş çeri çöpü sürüldü. Biz de bu âdi ve kolay tarafı rahatlıkla benimseyerek kabullendik.) – Sâmiha AYVERDİ


18 Haziran 2021

(Ey Türk Anaları!

3-Dün kadın erkek her sınıf vatandaşı lehimleyen müşterek bir gaye vardı. Bu gaye yedi yaşındaki çocuktan yetmiş yaşındaki ihtiyara kadar bağlayıcı bir kement gibi uzanır ve bu kement bir ucundan kımıldatıldığı zaman yedi yaşındaki de yetmiş yaşındaki de aynı hassasiyeti duyar, sevinir güler veya kahırlanır ağlardı.

Bu gaye ne mi idi?

Ey Türk Anaları! Ne yazık ki bugün hayat suyu çekilmiş kupkuru ve dağınık bir malzeme yığını hâlindeyiz.

Acaba neden bir “yarın” olacağını düşünmüyoruz? Dün şehit babasını şehit amcasını şehit kardeşini şehit yavuklusunu kaybetmiş olan Türk kadını ile bugünkü Türk kadını neden aynı toprağın insanı olduğunu neden aynı müşterek değerlere sahip bulunduğunu, neden bu değerlerin şimdi tozu dumana katarak görünmezliklere karıştığını düşünmüyor.

Düşünmüyor. Zîrâ elli sene evveline kadar yaşamakta olan o müşterek değerler sanki bugün buhar olup uçmuştur. İşte bu yüzden de sınıflar arasında birleştirici ve lehimleyici kıymetler kalmamış ve kamplara bölünen cemiyet birbirini tanımaz, hattâ inkâr eder ve hattâ taşlar hâle gelmiştir.) -Sâmiha AYVERDİ


14 Haziran 2021

(Ey Türk Anaları!

2-Kendi kendimize ne idik ne olduk, diyor muyuz? Demiyorsak, hiç değilse bundan sonra diyelim de idrâklerimizi saran korkunç gafletten biraz olsun uyanalım.

Ey Türk Anaları!

Yeryüzünün tek  müstakil Türk  devleti olan memleketimizi dünya haritasından asırlardır silmeye uğraşan çeşitli düşman kılıçları bunda tamamı ile muvaffak olamayınca, bizi biz yapan dilimizi, dinimizi, tarihimizi ve top yekun millî şahsiyetimizi yıkmayı planladılar. Bunu elbette biliyorsunuzdur. Planlarını tatbik hususunda da başarıya ulaştıklarından gene haberdarsınızdır.

İşte Türk anasının kader tablosu meydanda. Bir kısmımız bolluğun ve lüksün rehâveti içinde, zevkimize ve sefamıza gömülmüş bulunuyor.

Bir kısmımız ise, ekmek kavgası içine girmiş, devlet dairelerinde husûsî müesseselerde türlü iş yerlerinde ve fabrikalarda çalışıyor.

Köy kadını ise dağda belde toprakla güreşiyor, kahrolurcasına çalışıyor ve eziliyor.) – Sâmiha Ayverdi


11 Haziran 2021

(Ey Türk Anaları!

1-(Mânevî kıymetleri kalp akçeler gibi bir kenara atarak sürümden çıkarılmış cemiyetler, bilgide teknikte ne kadar ileri adım atmış olurlarsa olsunlar, gerçekte kötülüğe teslim olmuş, onun getirdiği ve getireceği sahte değerlerle nafakalanmak yoluna gitmişlerdir demektir.

Tereddütsüz söylemek istediğimiz şu: İşte Türk cemiyetinde bugün, kendisine teklif edilen hatta kabul etmek ıztırarında/çâresizliğinde bırakılan, kolay fakat çok tehlikeli bir çığırın, bir dünya görüşünün içinde şaşkın, kararsız, sâhip olduğu binlerce yıllık târih bereketini kaybetmiş olarak bir meçhûl âkıbete doğru gitmektedir…) – Sâmiha AYVERDİ


7 Haziran 2021

”Dünyâda konuşmak tatlı şey, ama âhirette yükü büyüktür.” M.Arabî Hz.


”Söyleyip, yapamadıklarından dolayı Allah’dan mağfiret dile!” M.Arabî Hz.


”Kulak ol, dil olma!” Abdullah Mugâvirî Hz.


”Zamâna verdiğimiz değer, başarıyı veyâ başarısızlığı belirler. Malcolm X


”Doğru söyleyenin, çok söylemeye ihtiyâcı yoktur.” Demokrit


”Açlığınızın mîdenizden büyük olduğunu niçin anlamıyorsunuz?” Seneca


”Ömür, mükemmel bir malzemedir; bununla her çeşit âlet yapılabilir.” Richard G.Cutler


”Çok kimse, vârisleri kavga etsinler diye mal toplar.” Hz.Ali


4 Haziran 2021

Sâmiha Hanım:

-Hadis-i şerifte; İnsanlar arasında en şiddetli belâya dûçar olanlar nebîlerdir. Sonra onlara yakın olanlar sonra da yakınlara yakın olanlar gelir buyruluyor. Hamların tahammülü olmadığı için mi bu böyledir?

‘’Tabiî!.. pek çok kimse vardır ki en küçük sıkıntı karşısında şikâyet ve feryâda başlar. Çünkü ıztırâba tahammül edecek olgunluğa sâhip olmamıştır. Onun için en büyük belâ en üst derecede olanlara verilir.’’

Sâmiha Hanım:

-Dağına göre kış…

-‘’Evet, dağına göre kış. Bilmiyor musunuz, Resûlullah Efendimiz: Hiçbir peygamber benim kadar ezâ çekmemiştir! Diyor.”

Ken’an Rifâî Hz.


Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!