3 Nisan 2020
(Mürşid hakkını ancak O’nun sözlerini tutmakla ödeyebilirsiniz. Mürşit, şunu yapma etme diye söyler de mürit dinlemezse, ona iki mes’ûliyet vardır: Mürşidine söz getirir, kendi kaabiliyetsizliğinin serkeşliğinin acısını yüklenir.) –Hz.Ken’an Rifâî
6 Nisan 2020
Şükür Hak’tan korkmaktır. Allah korkusu da isyanda bulunmamak ve Allah’ı anmayı unutmamak ve nîmetin şükrünü yerine getirip nankör olmamaktır. Nîmeti veren Allah’ın öfkesine yol açan şeylerden sakınmak da şükürdür. Nîmeti görüp onunla meşgul olmayıp nîmeti veren Allah’ı görmek de şükürdür. Minnet altında bırakmadan hizmet etmek şükürdür. Resûlullah, ümmetini ücretsiz, külfetsiz, minnetsiz zulmetten nûra çıkardı.) – Sâmiha Annemiz.
7 Nisan 2020
… Beratın beratlığı, uyandırdığın ateşin âlemşümûl olmasıyla muhkemleşir. Varlık ve benlik mülkünü yakacak iştiyak alevine mâlik ettilerse seni, bundan böyle cihânı alevler içinde bırakabilirsin.
Sâmiha Annemiz: Fâtiha iyiliği çeker, kötülüğü iter'”buyuruyorlar. Berat kandilimizi bu buyruk mucibince idrak edebilmek niyazı ile, tebrik ediyor, nicesine ulaşmamızı niyaz eyliyorum.
13 Nisan 2020
(…Gençliğin önüne gerilip onun atacağı adımlara mânî olmak, bir terbiyeci için azîm/büyük hatâdır. İbn-i Sînâ’nın tıp kitapları 17’nci asra kadar Avrupa’da elden ele geçiyordu. Ama bugün neden batı onları okutmuyor diye, tıp dünyâsına kafa tutamayız. Zîra artık tabâbet yolundaki araştırmalar dev adımlar atmış ve böylece de İbn-i Sînâ’nın tıp kitapları geride kalmış bir dünyânın mahsûl ve bereketlerinden ibâret kalarak insanlar yeni yeni açılmış bilgi kapılarından içeri girmiştir. Şu halde, garbı aşmış olmak için yerinde saymamak ve eskinin üstünde demir atarak bilgi âlemini dondurmamak îcap eder.) – Sâmiha Annemiz.
17 Nisan 2020
(…Cemiyet için hayırlı olanlara yiyecek, giyecek ve nakit verirseniz onların yaptığı iyiliklerin fâizi size gelir. Riyâkârlar ise yapılan yardımları zararlı işlerde kullanır. Dolayısı ile yaptığınız iyiliklerin fâizi de sizin zararınıza olarak gene size gelir.) – Sâmiha Annemiz.
20 Nisan 2020
(Mes’ûde Hanım eskiden Sarıyer’de oturuyordu. Kocası çok sert, haşin bir adamdı. Kendisine çok kötü muâmele ediyormuş, sonunda ayrıldılar. O da Fâtih’e yerleşti. Adam mahkeme esnâsında onu öldürmekle tehdit etmişti. Çok kavgacı, mütecâviz olduğunu bildiğinden, Mes’ûde Hanım, gelip kendisine bir kötülük eder diye korkuyormuş. Bu endîşesini nihâyet Kendileri’ne arz edince “Hiç korkma Mes’ûde Hanım, endîşelenme. Biz onu Sarıyer’e hapsettik” buyurdular. Mes’ûde Hanım o günden sonra rahatladı. Seki kocası, ölünceye kadar hep Sarıyer’de yaşamış ve oradan hiç çıkmamış. SÂMİHA ANNEMİZ’den naklen, Özcan Ergiydiren/Hayâli Cihan Değer, s.330.
“DERTLERİNİZİ BOHÇALAYIP, ERENLERİN KAPISINA BIRAKIN” – SÂMİHA ANNEMİZ
24 Nisan 2020
(Asıl oruç bir gönül ibâdetidir ki dedikodu, gıybet, gazap ve intikam gibi kötü sıfatlara karşı, oruca eksiklik getirecek hallerden sakınmaktır. Böylece de insanoğlu, maddî-mânevî perhiz ettiği takdirde oruçlu sayılsa yeridir. Oruç, ibâdet yönü kadar, çeşitli cemiyet safları arasına sabır gibi, merhamet ve yardım gibi, yapıcı ve arıtıcı unsurları da karıp karıştırarak, cemiyetin iç yapısını tâmir ve terbiye eder.) – Sâmiha Annemiz.
27 Nisan 2020
(Bir söz var, “Sevgisiz bilgi atom bombası gibidir”! O kadar hoşuma gidiyor ki bu söz… İstediğin kadar bilgili ol; sevgisiz iseatom bombası gibidir. Onun için onu sevgi ile beslemeye mecbursun. İnsanlığın da bugünkü mahrumiyeti, eksikliği budur. O sevgi yok. Birbirinin yüzüne bakabilmek, birbirini sevebilmek ne kadar güzel bir şey! Şimdi sizlerle nasılız biz? Bir kalp gibi Allah’a şükür.) –İlhan AYVERDİ