Evet, Keşan Müftüsü haklı, Noel Baba adam olsa…
Fakat adam değil! Adam olmadığı gibi kadın da değil!
Denilebilir ki: kardeşim adam değil, kadın da değil, yoksa bu Noel Baba dedikleri, “kadınla erkek arası” meşhur bir şarkıcımız mı?
Hayır, o da değil!
Hani vaaz veren hoca, Allah’ı tenzih bâbında: “Allah ne yerdedir, ne göktedir…” diye sözüne devam ederken, câmideki Bektâşî, yanındaki adama dönüp:
-Bu teres Allah yoktur diyecek ama dili varmıyor.
Demiş ya…
Bizim üstteki sözümüz de dilimizin varmamasından değil…
Adam yaşamış olsa ne olur, uydurma olsa ne yazar; müftü haklı… Diyânet İşleri, kendisi hakkında soruşturma başlatsa da, çok sayın bay kültüre ve turizme bakanımız Keşan Müftüsünü “câhil” olmakla suçlayıp: “üstüne vazîfe olmayan konuda konuşmuş” dese de, müftü bey haklı!
Düşünün, senin benim bilmediğimi -biz sıradan vatandaşlar da kim oluyoruz- zâten her bakan bilir(!) ama müftünün bilmediğini bile bu bakanımız çok iyi biliyor. Neden derseniz, bilgi, insana iki durumda gökten iner, bağışlanır:
1-Paranız çoksa,
Yâhut,
2-Bakan olduğunuzda.
Bu yüzden,
iki şıktan birisi yüzünüze gülmüş olmadıkça, âlim büyüklerimize (!) oy vermekten öteye hiçbir kıymet-i harbiyeniz olamaz.
Ancak çok sayın bay kültüre ve turizme bakanımız hakkında müftü efendi de: “üstüne vazîfe olmayan konuda konuşma kardeşim, ben din adamıyım ve kendi branşımla ilgili hükümleri dile getirdim. Peki, ama sen din bilgini misin ki benim sahama girip bir de bana dil uzatıyorsun?”
Dese, ne olacak?
Sonra, cehâletin ölçüsü Noel Baba’yı benimseyip benimsememek midir? Evet, yıllar yılı belli bir zümrenin ölçüsü, budur.
Asıl cehâlet bu değil midir?
Yılbaşını Müslüman-Türk’e yakışır tarzda kutlamak, yeni yılı tebrik etmek başka şey… Noel Baba safsatasını kabullenmek ve yeni yılı bir Hırıstiyan gibi kutlamak ise çok daha başka iş!
Meselâ, mağazalara bir mârifetmişcesine konulmuş bulunan “Noel Çamı”nın veya Noel Baba’ların yanında başörtülü Müslüman(!) kadınların, sırıta sırıta çocukları ve kocasıyla poz poz hâtıra fotoğrafı çektirdiği bir ülkeden ve insanlarımızın son durumundan söz ediyoruz.
Her şeyden anladığını zanneden siyâsîler
ve yazar-çizer geçinen ölçüsü ölçümüze uymayan sömürge aydınları, devir devir bu başarının (!) mîmârıdırlar. Üstteki sözleri sebebiyleMüftü ile alay edenler de dâhil, bir yerlerine kına yakabilirler.
Her neyse… Keşan Müftüsü, başka neler demiş, bilmiyorum; bildiğim ve katıldığımı söylediğim fikirleri yüzünden kendisini nasıl savunursa savunsun. Ama işin nâmusu susmayı değil, doğruyu söylemeyi gerektiriyor.
Müftü Bey, haklı! Aynen katılıyorum ve tekrar ediyorum: Sizin o Noel Baba’nız adam olsa, evlere bacasından girmez; kapıyı çalardı; Allah’ın emrine uygun olan, budur çünkü.
Bütün dostlara hayırlı seneler.