Devleti târif edeceklerdi, uğraştılar, didindiler, beceremediler.
Söze,”Ben!” diye başlamışlardı.
Devletli’yi anlatacaklardı; çok yazdılar, çok konuştular, bilemediler.
Söze,”Biz!” diye girmişlerdi.
“Mâdem böyle… En iyisi Devlethâne’den bahsedelim” dediler.
Fakat “Devlethâne”de devleti anlatmaya kalkanlar devletlileri güldürdüler.
Söze,”Bizim”le başlamışlardı.
Sonra,”Onlar”dan biri konuştu;kısa,zarif ve net söyledi:
“—Devlet sende… Devletli sen ve devlethâne burası!” dedi.
Gönül tekkesinde konuşuyorlardı.