“Bütün taaccüp ile taaccüp edilecek/şaşılacak şey; İNSANIN, KENDİ ZÂTINDAN AYRILMAYANDAN KAÇMASI… VE KENDİ İLE BERABER KALAMAYACAĞI İSTEMESİDİR.
Kulum, Mevlâsından kaçıp, nefsinin şehvetleri peşine düşmesi ve hevâ ve hevesine uyması; kalbin körlüğü alâmetlerindendir. Böyle hareketlerde bulunmak ; Âyet’te beyân buyrulduğu üzere, “Gözleri kör etmez, lâkin, kalpleri kör eder. Kalbin basîreti açık olsaydı; fâniyi Bâkî’ye tercîh etmezdi.”
“Bir kimsenin hâli; Seni, Allah yoluna doğru yönelterek ayaklandırmazsa..ve konuşurken sözleri Allah yolunu göstermezse, onunla görüşüp arkadaşlık etme!”
Yukarıdaki, bu hikmet; görüşülecek ve arkadaşlık edilecek zâtın hâl ve makâlini gösteriyor ki sâliklerin pek önemli bir esâsıdır.
Sözü ve sohbeti Allah yoluna doğru çevirmek, irfân ehlinin sıfatlarındandır. Bu zâtların himmetleri dâimâ Allâh’u Teâlâ’ya bağlıdır.
Bunların en çok çekindiklerini; yapmacık iyi bir hâl gösterişidir.”
Atâullah İskenderî