Dükkânın ortasında küçük bir tüp vardı ve çevreyi ısıtan da bu tüptü.
Adamın biri dedi k:
-Biliyor musun bu tüp, şu anda oksijen yakıyor. Yâni bize çok lüzumlu olan oksijeni yakarak, dükkânı ısıtıyor. Zararlı…
Öteki cevap verdi:
-Evet… Aynen biz insanlar gibi yâhut bâzı insanlar gibi!
-Anlayamadım?
-Canım, biz de türlü ibâdetler ve faydalı işlerle, çevremizdeki insanlara yardımcı olmaya çalışarak…
Mânevî, bilgi ve irfan dolu sohbetler veyâ hizmetlerle sağladığımız oksijeni, dedikoduyla, kıskançlık, haset ve öfkeyle yakıp; onu, işe yaramaz hâle getirmiyor muyuz?
-Haklısın…
-İşte… Mânevî zehirlenmelerimizin, ölümsüzlük demek olan
“Hayat Suyu”nu bulamayışımızın asıl sebebi bu olsa gerek!
Kendi hayat kaynağımız olan oksijeni kendimiz yakıyor ve nefesimiz daraldıkça da bizden başka herkesi suçlamaya başlıyoruz.