Perşembe, Nisan 18, 2024

Kendime Mektuplar-20

-Sevgili dostum!

Geçen mektubunda başına gelenlerden dolayı pek şikâyetçiydin; doğrusu çok şaştım ve senin adına üzüntü duydum.

-Yâni sana göre haksız mıyım?

-Haklı veyâ haksız oluşunu, neye göre belirliyorsun? Eğer sen, bildiğim insan isen, inanmış birisin.

-Elbette… Yoksa şüphen mi var?

-Peki! Şüphem var diyerek sana saygısızlık yapmak istemem. Ancak kime ve neye inandığını sorabilir miyim?

-Kime olacak; senin gibi, ben de Allah’ıma inanıyorum.

-Eğer bu sözünde sâdıksan, başına gelenlerle ilgili olarak hak iddiâ etmeyi de Allah’ın ölçülerine göre belirlemen gerekmez mi?

-İyi ama…

-Sus! Sözümü kesme lütfen. Hiç zaman kaybetmeden Kur’ân-ı Kerîm’e bakalım, şöyle buyruluyor:

(Sabır ve namaz ile Allah’dan yardım isteyin. Şüphesiz o -sabır ve namaz- Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir vazîfedir.) (1)

Bir başkası:

(Ey îmân edenler, sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah, muhakkak sabredenlerle berâberdir.) (2)

Bir diğer Allah kelâmı:

(Ey Muhammed! O ihlâslı ve mütevâzî insanları müjdele. Onlar öyle kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer, başlarına gelenlere sabrederler, namaz kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah için harcarlar.)(3)

-Bak, bunları anlıyorum. Yalnız…

-Yalnızı nedir bunun, söyler misin? Boş konuşmayı bırak!

“Sabır ve namaz” birlikte geçen iki kelime… Ayrıca “Allah’a karşı kalbi ürperenlerden” söz ediliyor. Sen, namaz kılıyorsun, değil mi?

-Kılıyorum.

-Namaz var ama namazın yanında sabır bulunmayınca maksat hâsıl olmuyor demek ki. İkisinin yan yana buyruluyor olması hâşâ rastgele mi?

Şu da var ki, sabır ve namazın kimlere zor geldiğini bir daha hatırlamalı! Çetin bir durum… Allah zikredildiği zaman kalbi titremeyen, başına gelenlere sabır göstermeyen ve namaz kılmayan, ihlâslı ve tevâzû sâhibi olmayan biri durumuna neden düşmeli?

-Kim o duruma düşmek istesin ki?

-İyi ama sen, kendi kendinle çatışıyor ve kendi davranışını yalanlamaya çalışıyorsun. İşte, mektubun burada… Bir sürü şikâyet sıralamışsın. Bunları yazan sen değil misin?

-……………..

(1)Bakara Sûresi, 2/45
(2)Bakara Sûresi, 2/153
(3)Hac Sûresi, 22/34-35

Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!