Bir meyhâne fâresi, masadan dökülen içkiyi yalamış yalamış ve nârayı basmış:
-Nerdesin lan Allah’ın cezâsı kedi, çık ortaya!
Barzani denilen lâğım fâresi de kendince kafa tutup duruyor:
-“Türkiye’de 30 milyon Kürt var. Siz Kerkük’e karışırsanız biz de Diyarbakır’a karışırız!”
Hele bir dene!
Dene de gör!
Amerika’nın kendisine verdiği sarhoşluğu kalıcı ve Bush’u da devamlı arkasında zanneden bu fâreye karşılık, kedi de ortalarda gözükmüş değil!
Kedinin bu dayılanmalara, bu kabadayılıklara sessiz kalışı ABD’nin kucağındaki Barzani’yi iyice cesâretlendiriyor. Acabâ kedi de ABD’nin, kucağındaki fâhişeden bıkmasını mı bekliyor? O kucağından atınca mı haddini bildirmeyi plânlıyor?
Eğer böyleyse işimiz var demektir.
Şu sıralar balayı döneminin hoşluğu ile Barzani’yi kucağında tutan Amerika da hakaretlerini sürdürüyor.
İşte en son eski genelkurmay başkanları Myers ve onun “çuval” olayını hatırlatma küstahlığı!
Evet, iyice anlaşıldı ki; Barzani de işin zevkini çıkarmakta, onu kucağında oturtan da.. gelgelelim, bu hakaretler onlarda alışkanlık hâlini aldı ama, bizler de kedinin neden sus-pus olduğunu bir türlü anlayamadık; buna alışamadık.
Tevekkeli, boşuna dememişler: “Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur” diye!
18.04.2007 tarihinde yayınlanmıştır.