MHP’li Özcan Yeniçeri, trafik polisi kendisini durdurup evrak sorduğunda çok rencide oluyormuş.
“Yeniçeri” ve bütün yeniçeriler artık “rencide” olmayacak.
Çünkü Milletvekillerine ve “eskimiş milletvekillerine” ayrıcalık tanıyan yeni bir kanun çıkıyor. Bu konudaki kanun teklifiyle ilgili gazete haberleri şöyle:
(…eski vekiller ile dışarıdan atanan bakanlar ve bunların eş ve çocukları da diplomatik pasaport alacak. Eski vekillerin öğrenimi devam eden çocuklarına 25 yaşını bitirene kadar, bedensel, zihinsel ve ruhsal özürlerinden dolayı bakıma muhtaç durumda olan çocuklarına ise, yaş sınır aranmadan diplomatik pasaport verilecek.(…)
KCK davasından
bir süre tutuklu kalan BDP’li eski vekil Fatma Kurtulan’ın eşi “Piro” kod adlı Salman Kurtulan halen Kandil dağında bulunuyor. Hatay’daki bir çatışmada öldüğü öne sürülen Kurtulan’ın bir süre önce Murat Karayılan’la çekilmiş fotoğrafları bulundu. Fatma Kurtulan’ın eşinden boşandığı da öne sürülüken, Mersin Menteş Mahallesi 109 cilt, 215 hane numaralı nüfus kaydında, çiftin 21 Ocak 1992’den bu yana evli olduğu görülüyor.(…)
Adı sık sık eroin kaçakçılığı
olaylarına karışan eski ANAP ve RP’li bir milletvekilinin yanı sıra, geçmişte eroin kaçakçılığı yaparken yakalanan 2 eski vekil, dolandırıcılıktan tutuklanan 3 eski Bakan, kendisini “İsa Mesih” ilan eden eski RP’li bir vekil ve aileleri de yasa teklifi kapsamına giriyor. Teklif eski ve yeni milletvekillerine trafikte geçiş üstünlüğü, temsil ve tedavi gideri, emekli maaşı, protokol önceliği, süresiz silah ruhsatı gibi bir çok ayrıcalık da getiriyor.)
Üstteki haberi okuyup sinirlenmeyin, şu mânidar hikâyeyle rahatlamaya bakın:
Eski zamanda Anadolu’nun bir şehrinde, ağzı bozuk bir ihtiyar vardır. Nargile tiryâkisi olan bu adam, her zaman oturduğu kahvehânede burnundan kıl aldırmıyor.
Etrâfı kasıp kavurmasının, en ağır küfürlerle saldırmasının bir tek sebebi var; nargilesinin ateşinden sigarasını yakmaya kalkanın temiz tarafını bırakmamasıyla ün salmış.
Zîra o devirde nargile ateşinden sigara yakmak, nargile içene çok büyük hakaret sayılıyor.
Günlerden bir gün o çarşıya kabadayı olduğunu söyleyen ve davranışlarından da külhanîlik kokan delikanlının biri gelmiş; kahvehânede konuştukça, çarşı esnafı küfürbaz ihtiyara bir tuzak kurmayı düşünerek, gence:
-Biz, demişler senin ne kadar babayiğit bir delikanlı olduğunu gözlerimizle görmeden inanmayız. Ama şu ileride, hasır üzerinde oturan adamın nargilesinden sigaranı yakarsan, işte o zaman kendini isbatlamış olursun.
Genç,
tamam deyip yerinden kalkmış ve ihtiyarın yanına varıp oturmuş. Çarşı ahâlisi ise, sinsi sinsi seyretmeye ve delikanlının başına gelecekleri beklemeye başlamış. Ne ki, bir türlü arzuladıkları sonucu alamadıkları gibi, yabancı gencin ikinci ve üçüncü sigaralarını da ağzı bozuk adamın nargilesinden rahatlıkla yaktığını ve bir tepki görmediğini hayretlere düşerek, seyretmişler.
Biraz sonra, delikanlı kalkmış ve oradakilere:
“-Tamam mı ağalar, oldu mu?” Deyip, mânidar tavırlarla uzaklaşmış. Esnaf, hemen ihtiyara gidip, çıkışmışlar:
-“Be adam, zulmün bize midir? Biz, nargilene sigarayla yaklaşmaya kalkınca kıyâmetleri koparır ve beşikten mezara kimimiz varsa hepsine söversin. Elin oğlu kaç sigara yaktı, gıkın çıkmadı. Nedir bu?”
Küfürbaz ihtiyar, nargilesinden birkaç derin nefes çekip, cevap vermiş:
“-O yakabilir!”
-Niye ki?
-Ben ona kimin oğlusun, baban kim? dedim; “hangi babamı soruyorsun?” dedi.
Anasını sordum, “Anam, aşağı mahallede çalışır” dedi.
Sen ne işle uğraşırsın dediğimde ise, “Bey amca, ben hamamlarda …lık yaparım” cevâbını verdi.
Siz söyleyin Allah aşkına, ben onun neresine söveyim? Küfredilecek bir tarafı yok ki! Ama sizler anası babası belli, şahsiyetli, nâmuslu insanlarsınız.
Sövüldüğünde sizi çileden çıkaracak mukaddesleriniz var. Ya bu herif? Elle tutulacak, adam yerine konacak; ciddiye alınacak bir yanı yok ki küfredeyim!